Yeni Kitap Söyleşisi: Hakan Sarıpolat

Yazım süreciniz nasıl? Hemen hemen her yazarın belli başlı bazı uygulamaları var. Örneğin Hemingway her sabah 500 kelime yazması, Balzac'ın günlük 50 bardak kahve içmesi, Milton'un kör olduktan sonra her sabah yardımcısının ona İncil'den pasajlar okuması ve ardından bu pasajlardaki imgeleri zihnindeki yansımalardan hareketle yazması gibi. Sizin de böyle bir rutininiz var mı?
Her gün yazı başına geçen biri değilim. Üstünde çalıştığım bir metin varsa bitene kadar gece gündüz çalışırım. Durmadan zihnimdeki kurguyu düşünür, üstünde değişiklikler yaparım. Çalışmalarım bittiği zaman yenisi için okumaya ve izlemeye başlarım. Bu süreç her kurguda kendini tekrar eder.
Sizin için yazmak hayal kırıklığının dışa vurumu mudur yoksa hayal kurmanın en güzel yolu mudur? Nedir yazmak size göre?
Benim için yazmak yeni gerçeklikler yaratmaktır. Bir kurgunun içinde yaşamak bazen gerçek yaşamdan daha çok keyif veriyor bana. Yazarak içinde sevinçlerimizi, hayal kırıklıklarımızı, muzipliklerimizi, arzularımızı ortaya koyarız.
Ben yazar olmalıyım dediğiniz anı hatırlıyor musunuz? Neydi yazmalıyım dediğiniz ilk olay yahut durum? Sizi özellikle teşvik eden biri oldu mu?
Yazar olmalıyım diye bir düşünceye hiçbir zaman kapılmadım. Ben sadece yazdım. Kurmaca kavramından sonra bunu bilinçli yapmaya çalıştım. Daha önce okuduğum yüzlerce yazar beni teşvik etmiştir, bunun gibi yazmayacağım dediklerim de oldu elbette.
Yazar olmak isteyenler genellikle kendilerine bir usta seçip onun önerilerini kılavuz bilir. Yazar adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Ben kendime bir usta seçmedim, kendi yolumu kendim çizmek istedim her zaman. Doğru ya da yanlış, bunu zaman gösterecek. Bir başka yazar adayına tavsiyelerde bulunmak da istemem.
Yazmasa çıldıracak yazarlardan mısınız; yazmasanız ne yapardınız?
Yazmasam çıldırmazdım, bilakis rahat ederdim. Bir kurmacanın peşinde sürünmek zahmetli bir uğraş. Vaktinizi, enerjinizi bunun için harcamak zorundasınız. Aksi takdirde ortaya çıkan ürün sizi tatmin etmeyecektir. Yazmasam rahat ederdim, diyorum ben.
Kendinize en yakın bulduğunuz roman kahramanı yahut bir şiir var mıdır?
En büyük eksikliğim az şiir okumam. Eskiden okuduğum şiirlerin tatlarını yenilerde bulamıyorum sanırım ya da benden iflah olmaz. Çok fazla roman kahramanını kendime yakın bulurum. Saysam roman olur.
Her yazarın bir derdi var derler, sizin derdiniz nedir?
İyi kurmaca.
Yeni eseriniz "Şehri Terk Eden" çıktı, hayırlı olsun. İlk eseriniz "Cıs" ile mukayese edince anlatım açısından okuru nasıl bir fark bekliyor?
Teşekkür ederim. İki kitap arasında mukayese yapacak olan okurdur diye düşünüyorum. Ben elimden geleni yaptım. Takdir okurun.
"Şehri Terk Eden"de ben en çok Gölge öyküsünü sevdim. Hatta neden kitaba adını vermemiş diye düşündüm. Size sormak isterim: Neden Şehri Terk Eden öyküsü kitaba adını verdi?
Şehri Terk Eden öyküsünü yazdığım andan itibaren yeni dosyanın isminin bu olacağını biliyordum. Zihnimdeki resmin en büyük parçası bu öykü.
İlk kitabınızda güzel bir çıkış yakaladınız. Sait Faik listesine girdiniz. Böyle bir başlangıç kitabından sonra yeni eserinizde ilkinin gölgesinde kalır mı diye endişeleriniz oldu mu?
Hayır olmadı. Cıs kendi yolunu çizdi, dilerim Şehri Terk Eden de bunu başarabilir. Her kitabın kaderi olduğuna inanırım, kaderleri güzel olsun dilerim.
Yazar: Tuba YAVUZ - Yayın Tarihi: 05.02.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.01.2025 15:43