Yılan Jack - Yaşar Yeşil, Edebiyat, Misafir Köşesi

Büşra Nur Karaarslan, kitaphaber okurları için kaleme aldı.

Aramızda Cem Yılmaz'ın Yahşi Batı filmini izlemeyen yok denecek kadar azdır. Zira Türk milleti gülmeye heveslidir. Kişinin gülmesi için elinden geleni yapan biri varsa ve hele ki bu kişi Cem Yılmaz ise hazırladığı filmin satış rekorları yapması gayet doğaldır.

Çocukluk yıllarımızdan bu yana Oturan Boğa'lı, Yeşil Kartal'lı, Büyük Şahin'li filmleri izledik durduk. Bir de üstüne, barmenin tatlı şuh bakışlı kızıyla mükemmel kovboyun derin aşkları, onlar için mutlu; Kızılderililer için hüzünlü biten sonlarda hop oturup hop kalkarak Amerikan'ın yerli halka yaptığı zulme hoşgörü gözlüklerimizi takarak bakmayı nasıl da başardık yıllarca. Ne diyelim, uyutulan nefislerimize koca birer alkış tutarak asıl konumuza dönelim.

Yaşar Yeşil, Bengisu yayınlarından çıkan kitabı "Yılan Jack: Vahşi Batıda Müslüman Kovboy" isimli roman kurgulamasıyla Türk Edebiyat tarihinde bir ilk sayılabilecek bir esere imza attı. Fazla iddialı olmak haddimiz olmasa da kitabı okuduğunuzda Müslüman ve kovboy birinin daha önce piyasaya sürülmediğini görecek, yazdıklarımızdaki haklılık payına kulak asmayacaksınız.

Yılan Jack, yetim bir çocukken bir de öksüz kalır, sonrasında aile dostu sayılan yaşlı bir ihtiyarın yanında sığır çobanlığına başlayan Jack, kendi çabaları ile silah kullanmayı kavga etmeyi öğrenir. Kısa zamanda suçluları bir bir adalete teslim eden Jack'in lakabı Yılan'a dönüşürken; O da kendisine verilen bu lakabın hakkını vermeye başlar. Bir müddet geçtiğinde şüpheli bir ölümle öldürülen yakınından sonra iyice yalnızlaşıp kendisini içkiye veren Jack elinde avucunda ne varsa kaybetmiştir. İsyanları başladığı sırada yani ki Tanrının adaletini sorguladığı anların en kötüsünde, bıçak kemiğine dayandığını hissettiğinde yani... Bir ışık görür… Gittiği yolun sonunda, hiç tanımadığı biri ile yemeğini paylaşan o garip adamla -Hacı Ali ile- karşılaşır, arkadaş olur. Sığır çobanı Jack ve eski Osmanlı ordu devecisi Ali için asıl macera yeni başlamaktadır.

Klasik kovboy filmlerinde izlediğiniz vurgulu kırgılı sahneler, düşmanlar, adaletsizlik, şerif ve yardımcıları, silahlar, kovboylar, eşkıyalar, Kızılderililer, duygulu bir aşk hikâyesi. Ve kan. Ve gözyaşı. Ve kadınsı halleri barmen kızın. Sonra korkusuzluk ve öfke... Aradığınız her şeyi romandan ziyade film tadında yaklaşık bir saat içinde bulacak ve kitabı çabucak bitirivereceksiniz.

Kitabın yüzeysel eleştirisini yapacak olursak, kapak resmi içeriğine uygun olarak gayet özenle seçilmiş olmasına rağmen içeriğinde yer alan bölümler arasında flulaştırılmış resimlerin pek de kitaba uygun olmadığını, kitabı basitleştirdiğini, çizgi roman tadı verdiğini -çizgi romandan zevk almayan bir okuyucu olarak- belirtmekten kendimi alamayacağım. Bunun dışında, kitabın sonunun arkası yarın radyo programları gibi bittiğini söylememek de haksızlık olur sanırım. Devamının; ikinci ve hatta üçüncü kitapların geleceğini tahmin ediyor okuyucu, hatta gelmesini iştiyakla bekliyor da diyebilirim.

Daha sı mı? Okuyun görün efendim.

Yılan Jack
Yaşar Yeşil
Bengisu Yayınları