Yolcu Dergisi Nereye Yolcu?, Söyleşi, Bilal CAN

Yolcu Dergisi Nereye Yolcu? yazısını ve Bilal CAN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Yolcu Dergisi Nereye Yolcu?

25.01.2013 11:17 - Bilal CAN
Yolcu Dergisi Nereye Yolcu?

YOLCU DERGİSİ NEDİR - KİMLER İÇİNDİR?

Yolcu Dergisi Editörü Ferhat Kalender'e sorduk

On yıllık bir süre. Yaşamımızı anlamlı kıldığımız on yıl. Allah günlerini üstümüzde dönüştürüp dolaştırıyor ya... bunun şahitliğini yaşamak. Bir iddia sahibi olarak yola koyulup, ilkelerimizi ödün vermeden bu güne taşımak. Yolcu, bir gereklilik olduğu için yola koyuldu. Yazanından okuruna coğrafyamızda birçok alt üst oluşları yaşadık. Birlikte yaşadık, yaşadıklarımızı dillendirdik, yazıya döktük, paylaştık. Bu anlamlıydı. Bir zaman ülkemiz dar kafa faşizminin soğuk soluğuna mahkum edildi. Bin yıl sürecek despotizm çığlıkları altında öylesine yalnız ve çaresiz kaldığımız zamanlar oldu ki. Bu öyle bir korku oluşturdu ki. Eğer umudu sıcak tutmasaydık kimliklerimiz ve kişiliklerimiz parçalanabilirdi. Müslümanlığımızın bizleri buladığı renk, bütün renksizlikleri daha iyi görebilmemize, teşhis edebilmemize ve ayaklarımızı sabit tutabilmemize yol açtı. Ülkenin bütün buyurgan kurumlarının kendilerinden geçercesine halkı secdeye zorladığı anlarda Yolcu inadına yürüyüşüne keskin biçimde sürdürdü. Şunu gördük ki yalnızca Allah'a kulluk ile aşılabilir bütün kölelikler. Özellikle genç kuşak, bizleri takip eden gençler bu direncin ne demek olduğunu daha yakından gördü. Bir çok şeyin yanında bu bizim için önemsenmesi gerekli bir durum.

Bazı sayılarımızın kapakları başlı başına bir dergidir. Yani içindekilerinden ziyade kapaktaki vurgu dar, sıkışık ve bunaltıcı zamanlarda okurunu ferahlatmıştır. Elbette bizim için 'söz' zamanlarüstü bir anlam taşımaktadır. Her şey yok olur gider ama zamanı anlamlandıran ve geleceği işaret eden sözün hükümferma hali bir işaret taşı gibi kalır. İnsanların söyleyemedikleri, kursağında biriken şeyi açıkça ifade etmenin bereketi biraz da bu. Kitapevlerinin boşaldığı, dergi ve kitapların saklandığı, düşüncelerin yüreklere gömüldüğü bir zamanın içinde yürüdük biz. Bir panik ve gam haliydi. Bir çok dergi kepenklerini indirmişti. İlk kapak sözümüzü hatırladım şimdi: 28 Şubat konseptinin görüntüleri eşliğinde şöyle bir söz; "Burası Türkiye ve Tarih Kaydediyor!" Bu gün meydanlarda aslan kesilenler o günlerde bizlere gizli haberler gönderip ayağımızı denk almamızı başımızı belaya sokacağımızı ünlemekteydiler. Hamdolsun hiçbir dem münafıklığa düşmeden insan oluşumuzun ve insan duruşumuzun gereğini yerine getirmeye çalıştık. Edebiyatı da içine alan bir söz dergisi olarak kendimizi konumlandırmamız bundandır. Şiirin dik duranı mühim bizim için. Özellikle metropollerden bu anlamda bir çok tepki alsak da bunu böyle belledik. 12 Eylül sonrası sol düşüncenin nasıl olup da melankoliye düşerek kendilerini sisteme adapte etmeye çalıştıklarını biliyoruz.

Biz duruşumuzu Tevhid, adalet ve özgürlük üzerinden tarif etmek zorundayız. Modern paradigmaya verilecek en sahici cevap budur. Bu cevap içeriklendirildiğinde ve bu içerik hayatı anlamlandırdığında Allah'ın üzerimizdeki hakkı harekete geçer. Buna inanıyoruz. Eğer inanışınız yeryüzünün neresinde olursa olsun zulme karşı olmayı öngörmüyorsa yeniden düşünmek lazım. Bu gün Müslümanlar itaat kültürünün inşa ettiği konformizm üzerinden dünyalarını tarif etmeye başladılar. Burada bir kavram kargaşası var. Huzuru, verili dünyanın ürünü olan konformizmle karıştırıyorlar. Her dem tedirgin yürekle zamanın ruhunu okumaya başladığınızda farklı bir kapı açılır önünüzde. Zamanın ruhu bize peygamberlerin mirasıdır. Bu miras hayata arınma ile başlamamızı salık verir. Arınmanın ön şartı isyandır. İnsanlığımıza, var oluşumuza ve dahi Müslümanlığımıza ket vuracak her şeyi reddetmek. Bilgi halinden bilinç haline evirilmek.

Kapak yazılarımız yalnızca bir işareti ifade eder. Dışımızdır. İçimiz ise derginin içeriğinde mündemiç zaten.

Dergi Samsun'da hazırlanmasına rağmen ülkenin her yerinden katkı sunan bir çok insan var dergiye. Onlarla birlikte yani Türkiye ile birlikte yürüyoruz. Samsun'da hazırlanmasının tek nedeni benim burada yaşıyor olmam. Yoksa bu şehirle herhangi bir bağı yok derginin. Yolcu, yayınlanmaya başladığından bu yana iki kuşak değiştirdi Türkiye. Şu an ikinci kuşak sahip çıkıyor dergiye. Birinci kuşak öğrenci idi. Şimdi iş güç sahibi oldular. Evlendiler vs. ilk çıkışımızda zor zamanların insanlarıyla yürüdük. Daha bir samimi, içten ve özverili okurlarımız vardı. İkinci kuşak ise daha bir rahat illüzyona daha yatkın. Ama yetkin, kaliteli ve içerikli bir yayın istiyorlar. Biz de eskisine göre daha verimli olmaya çalışıyoruz. Okurumuzu kendimizden ayırt etmediğimiz için hala kabul görüyoruz. Birçok yayın organının popülizme teslim olduğu ya da devre dışı kaldı bir zamanda biz hala yürümeye devam ediyoruz. Özellikle yayıncılığın İstanbul ayağında her türlü olanağa rağmen birkaç sayı çıkıp kapanan dergiler var. Ancak var olan yayınlarının gerek içerik gerekse tasarım açısından oldukça kaliteli bir çizgiyi yakaladıklarını söyleyebilirim. Bunun yanında kendilerini merkez kabul ederek binlerce okuru olan Yolcu'yu görmemezlikten gelenleri de biliyorum. Bu pek de önemli değil bizim açımızdan. Bizi kabul eden, bize destek veren ve bizimle birlikte yürümeyi yürek belleyen okurlarımız sağ olsun. Şuna inanıyorum ki Yolcu Dergisi on yıllık süre zarfında herkese çok şey öğretti. Özellikle de kendilerini merkez diye konumlandırıp, kültür, edebiyat, sanat mahfilleri oluşturarak oturdukları yerden her şeyi yargılama hastalığına kapılanlara. Şunu bilsinler ki durumun farkındayız.

İlkelerimiz bizim için sabitelerdir. Bu ilkeler yeryüzünde insanın serüveniyle başlayan, kuşaktan kuşağa aktarılan 'insan' olmanın sorumluğuna vurgu yapar. Yol, varlıkların en şereflisi olmaklığın üzerimize düşürdüğü sorumluluktur. Yolcu bu anlamda yolun dili olmayı önceler. Bu dil ise bütün zamanların ruhunda mecz olmayı gerektirir. Bu ruh Tevhid'dir. Tevhid'in öngördüğü Adalet, özgürlük ve erdemli bir toplum arzusudur. Çok fazla hesap yapmadan yürüyoruz. Çünkü hesapların üstünde bir hesap yapanın var olduğuna inanıyoruz.


Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 25.01.2013 11:17 - Güncelleme Tarihi: 19.11.2021 01:37
3.714

Bilal CAN Hakkında

Bilal CAN

Dumlupınar Üniversitesi Sosyoloji lisansını tamamladıktan sonra yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı. Sosyolojik çalışmaları mekân, kent, şehir ve edebiyat sosyolojisi üzerine yoğunlaşmıştır. Şiirleri, denemeleri, kitap değerlendirmeleri ve eleştirileri bir çok dergide yer aldı.

Kitaphaber.com.tr sitesinin kurucuları arasında yer alıyor ve 2015'ten itibaren genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Evli ve 2 çocuk sahibidir. 

Yayınlanmış Kitapları

- Diriler Evinden Notlar, Ahenk Kitap, 2024.
- Bir Kuşu Taşlarla Bu Çöle Bağladılar, Hece Yayınları, 2023.
- Zaman İçinde Mekân, Hece Yayınları, 2021. (TYB 2021 Şehir Kitabı Ödülü)
- İnsanlığın Ağlama Tarihine Bir Giriş, Hece Yayınları, 2021.
- Kebikeç, İzdiham Yayınları, 2019.
- Kentle Kavga: Mustafa Kutlu Öykücülüğünde Mekân, İzdiham Yayınları, 2017.

Bilal CAN ismine kayıtlı 377 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 6 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com