Yolcu Dergisinin 85. Yürüyüşü: Dünyaya Gelmek Saldırıya Uğramaktır!
KERVANDAKİLER:
ömer idris akdin, e. İbrahim, müştehir karakaya, mehmet aycı, behçet gülenay, faik öcal, aydın hız, ali korkmaz, idris söylemez, aykağan yüce, yahya yusuf erdem, arif arcan, ümran yaka, rıza kemal g., tayyip atmaca, mustafa karaosmanoğlu, şevket hüner, nihat ilhan, adem turan, lütfi bergen, enver turan, davut güner, ismail aykanat, ismail korkmaz, eyyüp akyüz, muhtelif delikanlı, bilal can, mustafa öner, bülent sönmez, hikmet kızıl, suat tekin, selçuk küpçük, sultan alak, bünyamin doğruer.
*Ömer İdris Akdin Seyir Defteri'nde yazdı:
"Şimdi iyisiniz. Çok iyisiniz. Yerinde durmaz, çakmak çakmak gözleriniz, kınından çekilmiş kılıç gibi sözleriniz... Dava deyince durulan öz suyunuz. Şehirle kendini sınayan, varoşlarından başlayarak nerede bir kötü, art niyet, olmaz işler... yakacak kadar ateşi içinde taşıyan gönüldaşlığınız. Hepsini bitirecekler. Külünüzü göklere savurup sizden kalanlara nostalgia deyip gülüp geçecekler. Önünüzde yürüyenlerin nasıl çarpıldığını, eridiğini ve sonunda geçirmiş oldukları evrimle tanınmaz hale geldiğini hayretler içinde göreceksiniz."
*Mecmuanın Orta Yeri'nde Ali Bedir, Necdet Subaşı'yı konuşturdu:
"Hayat değişiyor, paradigmalar yeniden inşa oluyor ve zihniyet yapıları da altüst oluyor. Hayatımıza geçmişte olmadığı kadar yeni ve kapsamlı pek çok şey katılıyor. Etkileşim doğal, ama bunun kontrol edilebilirliğini sağlamak dindarlıkla, dinle ilgili mesafe bilincimizle yakından alâkalı."
*Lütfi Bergen, "İnsanın saldırganlığı" üzerine yazdı:
'İnsan yeryüzüne fırlatılmış bir varlıktır.' veya 'İnsan dünyaya gelmekle saldırıya uğramıştır.' ifadeleri varoluşsal bir kurguya kapı açmaktadır. Birinci önermede insanı yeryüzüne fırlatan gücün 'Tanrı' olduğunu ve 'insan'ın ikincilleştiğini yani değersiz bir nesneye dönüştüğünü düşünmek olasıdır.
*Mustafa Karaosmanoğlu "Yemen Türküsü" üzerinden çocukluk yolculuğuna çıktı:
"Türküler vardır, bir hikâyeye yazılırlar, sözün sonunu söylerler hayatın kulaklarına. Tanıdık bir duyguya yaslanır öyle beklerler kanatacakları ne kadar kalp, ne kadar taze hayat varsa. Hüzne dair söyleyecekleri bir şeyler, terennüm ettikleri melodileri bulunur çıkınlarında."
*Ali Korkmaz "Karşı devrimin başlangıcı"nı kaleme aldı:
"Altı yüz otuz iki yılında başlayan karşı devrim, günümüzde de en ağır şekilde devam etmektedir. İslam ümmetinin zillet içerisinde, bilim ve hukuktan uzak, sadece geçmişinde yaşadığı olumlu örneklerle övünen ve avunan kişilerden oluşmasının temel nedeni de budur!"
*Arif Arcan "Nefretin Anotomisi"ne değindi:
" Son üç yüzyıl, insanın insana yönelik duyduğu nefretin ulaşmış olduğu devasa boyutlarını bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermiştir. Yasak meyveye el uzatarak cennetten çıkarılmanın faili olan insana duyulan nefret ile cennetten çıkaran Yaratıcıya karşı duyulan öfke yeryüzünde bir cennet kurabilme girişimleri ile açığa çıkmaktadır.
*Bilal Can, Ethem Erdoğan'ın Elâ Bentleri adlı eserine değindi:
"Ethem Erdoğan'ın Elâ Bentleri, bir mefkûrenin hakikate yaslanarak insana insanı anlattı zor metinlerdir. Açıkça belirtmem gerekirse; Erdoğan'ın şiiri zor, kapalı ve her şiir okurunun nemalanacağı şiirlerden değildir. Elâ Bentlerini anlamak, ondan anlamlar devşirmek için şiire eğilip tekrar tekrar bentler arasında yolculuk etmek gerekmektedir."
Yazar: Dergihaber - Yayın Tarihi: 02.11.2017 13:00 - Güncelleme Tarihi: 28.11.2021 21:23