Yücel Feyzioğlu'nun Kardeş Masallar Dizisi, Çocuk, A. Erkan AKAY

Yücel Feyzioğlu'nun Kardeş Masallar Dizisi yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Yücel Feyzioğlu'nun Kardeş Masallar Dizisi

08.09.2022 09:00 - A. Erkan AKAY
Yücel Feyzioğlu'nun Kardeş Masallar Dizisi

Yücel Feyzioğlu'nun Kardeş Masallar dizisinden elime ulaşan dört kitabı incelemeye hangisinden başlayacağıma karar vermek için kitaplara şöyle bir bakıyorum. Göktürk-Uygur masallarını içeren "Asena" kendini seçtiriyor. Kitabın başındaki yazar hitabında bu masalları ortaya çıkarmak için yasaklı Uygur özerk bölgesine, Almanya'ya, Rusya'ya, oralardaki müzelerin depolarına, kilitli sandıklara, tozlu raflara uzanan araştırmalar gerektiğini, sonuçsuz arayışlara rağmen Masal Dede'nin hevesinin hiç kırılmadığını, her duyulan, her okunan masalın nasıl değerlendirilip günümüze eriştirildiğini anlamış oluyoruz.

Göktürk hükümdarı Mukan Kağan'ın Çin'e gelin giden, prenses olan kızı Asena'nın mezarı Çinliler tarafından bulunup efsanenin ardı gelince kitabın ilk üç baskıda "Serçe Koyun Avlarken" olan adı dördüncü baskıda "Asena" olarak değişmiş ve nihayet Asena efsanesi, "dişi kurt" bağlamının ötelerine geçen yeni hâliyle bize sunulmuş. Asena efsanesinin direğini, Asena'nın, Göktürklerle Çinliler arasında o güne kadar sağlanmamış bir barışı sağlayacak olan evlilik şartları oluşturuyor. Bu üç şart; Çin'e ülkesinin sanatçılarıyla ve halka dağıtılacak yerel ürünleriyle gitmek, yay kuşanıp at binmekten vazgeçmemek ve evleneceği adamı beğenmezse geri dönmek. Türk töresinde öze bağlılığın izini, obayı daim kılma dürtüsünü buluyoruz. Çin imparatoru da bu şartları kabul edip iki millet arasındaki kaynaşma sağlanınca Asena, yurdunun ve milletinin selametini bin yıllara vardıran bir melike olarak efsaneleşiyor. Feyzioğlu'nun, alışık olduğumuz masal dilinden ziyade hikâye diline yaklaştığı bu kısımda Göktürk kültürüne dair birçok izle birlikte sanatın ve sanatçının toplum hayatındaki önemini kavrıyoruz. Zira "toygun" denen halk vekilleri sanatçıların gönderilmesi kararını çok zor kabulleniyorlar. Sanat, özellikle müzik, yemeğin tuzu ve baharatı gibi hayatın lezzeti olarak görülüyor ve kimse, savaş pahasına da olsa bu zenginlikten vazgeçmek istemiyor.

İkinci masalımız "Dört Kafadar" dostluk-dayanışmayı, "Ahmak Avcı" işgüzarlığın ve kıymet bilmezliğin sonunu, "Güvercin ile Karınca" iyiliğin er ya da geç karşılık bulacağını, "Kuyudaki Kurbağa" bilginin ve görgünün kıymetini, "Serçe Koyun Avlarken" had bilmezliğin cezasını, "Tilki ile Aslan" ise gözü açıklığı anlatan kısa ve gayet anlaşılır masallar. Daha önce irdelediğimiz Salt Okur'un "Dünya Masalları" serisinde masalların çoğunlukla oldukça uzun ve çocuk okura hitap etmeyen nitelikte olduklarını, dolayısıyla bugünün çocuğuna değil geçmişin yetişkinlerine yönelik anlatılardan seçildiğini ortaya koymuştuk. Bu derlemenin ise masalın bugünkü muhataplarına yöneldiğini söyleyebiliriz. Takip eden masallarda akıl, çalışkanlık, sadakat, kardeşlik, büyük sözüne hürmet konuları ele alınmış. İki masaldan oluşan "Sihirli Kuşak" bölümünde, iki üvey kardeşin birlik olup zulümden kaçışları ve yolculukları sırasında yardım ettikleri ayı yavruları ile tutsak edilmiş iki kardeşi daha yanlarına alarak ailelerini büyütmeleri konu edilmiş. Yine Türk töresine dair temel bir kurguyla karşı karşıyayız. Zor durumda olana yardım etmek, onu kapsayıp obalaşmak, topluma dönüşmek fikirleri insan yetiştirirken kullandığımız yapı taşlarının başında geliyor. Ötekileştirmeyen, sahiplenen, refaha erdirmeyi görev edinen bir bakışı atalarımız iki bin yıl önce çocuklarına kazandırmaya başlamış ve muhtaçlara karşı bugün dünyada eşi olmayan yaklaşımımız muhtemelen bu sayede ruhumuza işlemiş.

Yirmi dokuz kısa masaldan sonra bir de Uygur Özerk Bölgesi'ne dair bilgilendirme içeren son sözle kitap tamamlanmış. Kitabın başında "8 yaş ve üstü" sınıflandırması ile yazar için " yeniden yazan" ibaresi bulunuyor. Dolayısıyla bu masalların sadece derlenmediğini, aynı zamanda uyarlandığını da anlıyoruz ki bunun artık zaruret olduğunu elimden geldiğince her fırsatta belirtiyorum.

İristu ile Ak Kağan

İkinci kitabımız, Altay masallarına dair merakımı giderecek olan "İristu ile Ak Kağan". Bu kitap da bir önsözle, bu defa çocuk Yücel'in bir anısıyla başlıyor ve bu seferki, her zaman eksikliğini hissettiğim türde bir öğretmen yönlendirmesiyle ilgili. Yazarımız bir örnek kişinin, tek sözüyle çocuğun hayatını nasıl şekillendirebildiğini gösteren bu anıyı iyi ki oraya koymuş. Ancak bu kitabın "7 yaş ve üstü" sınıflandırması hem içerik, hem dil, hem de masalların uzunluğu göz önüne alındığında pek uygun görünmüyor. Daha üst yaşlara hitap ettiklerini, hatta tarih-kültür araştırmalarına konu olabilecek, öğüt-öğreti odaklı olmayan, yetişkin eğleyici anlatı niteliğindeki masallar sınıfına daha yakın olduklarını değerlendiriyorum. Özellikle kitabın ilk yarısındaki masalların sebep-sonuç ilişkileri zayıf. İnsanoğlunun çıkarları uğruna göze aldığı, erdemden uzak davranışlar örneklenmiş. Ancak kitabın yarısından sonra, on dördüncü masal olan "İncir Kuşu ile Yaşlı Adam" masalında ve bir sonraki "Altın Balta" masalında açık bir mesajla, tamahkârlığın sonuçlarını somutlaştıran anlatılarla karşılaşıyoruz. Toplam yirmi üç masal bulunuyor.

rustu_ile_ak_kagan_on_kapak-1024x1024Doğayı anlamlandırma, canlıların şekilleri-davranışları ile çevre-insan arasında soyut ilişkiler kuran masallarda Kızılderili ve Eskimo masallarıyla benzerlikler yakalıyoruz. "Yarasanın Vergisi" masalı buna bir örnek.

Bazı masalların sonu getirilmemiş veya gelmemiş. Masalların sonlarını açık bırakıp metni soruyla bitirme fikri yer yer çalışabilir fakat bu yöntemin fazlaca tekrarlanması hâlinde okuru hayal kırıklığına uğratacağını düşünüyorum. Derleyici masalın tamamına ulaşılamadığı için böyle bir tercih yapmışa benziyor ancak öyleyse bile bundan kaçınmakta fayda görüyorum. Eğer okurun hayal gücü, yaratıcılığı, katılımcılığı harekete geçirilmek isteniyorsa yarım bırakılan masalın, araya giren bir iki masaldan sonra tamamlanması düşünülebilir. Böylelikle hem amaç hâsıl olur hem de okur kendi ürettiği sonla yazarın ürettiği sonu kıyaslama imkânı bulur.

Yartı Kulak

Üçüncü kitabımız Türkmenistan bölgesinden masallarla tanışacağımız "Yartı Kulak". Yartı Kulak Kaşgar'dan esip gelen bir rüzgâr, Kaşgarlı Mahmud atamızdan miras, birbirine bağlanan yirmi altı masallık bir diziyle anlatılmış, pek tanımadığımız bizden bir kahraman. Yarım deve kulağı boyunda olduğu için Yartı Kulak namıyla anılan, kıvrak zekâsıyla çıkmazlardan çıkan, açmazları açan, merhameti ve doğruluğuyla göze giren, Keloğlan yansısı bir çocuk/genç. Masallar akıcı ve uyku öncesinde hayal dünyasını harekete geçirecek cinsten. O diyara karışıp daldan dala atlamayı 7 yaş ve üstü okur/dinleyicilere bırakıp metne odaklanıyorum.

Yazar kök dilden olduğu gibi aldığı, küçük okurun yabancı olabileceği bazı kelimelerin anlamlarını parantez içinde, bazılarını paragrafın akışında, bazılarını da dipnot olarak vermiş ancak metinde anlamı verilmeyen ya da geç verilen (sonraki kullanımlarda) kelimeler de bulunuyor. Karız (yer altı su kanalı), papak (başlık), kibitka (keçe çadır), dutar (bağlama benzeri bir çalgı), avul (kabile, köy) bunlardan bazıları. Bu dizinin en önemli işlevlerinden biri olarak öz dilimizden olmasına rağmen yabancı olduğumuz tüm kelimelerin anlamlarının bir tek düzen içerisinde, istisnasız olarak verilmesi faydalı olacaktır.

Dil kullanımı ile ilgili dikkatimi çeken bir küçük aksaklık da metnin zaman-mekânıyla bağdaşmayan kelime tercihleri oldu. Yartı Kulak gibi bir Türkmen çocuğu "Bir ata binmeden değerini iyi anlıyorsunuz, bir yiğitle dövüşmeden gücünü çok iyi ölçüyorsunuz. Bravo size!" der mi, Bahtı Gül'e takma sakalı "cebinde getirdiği yapıştırıcıyla" mı yoksa zamk, reçine, bal, macun ya da en azından yapışkan ile mi takar, soruları zihnimi kurcaladı. (S.44-S.75)

Kitabın sonunda Türkmenistan'ı tanıtan ve Türkmen kültürünün önemini hatırlatan üç sayfalık bir son söz bulunuyor. Türk-İslam bileşkesinin membaı olan bu toprakların kültürümüze kaynaklık etmesi nedeniyle çocuğa yönelik çıktılarının da elimizde olması çok önemli. Yartı Kulak bu bağlamda çok kullanışlı, yeni üretimlere zemin teşkil edebilecek bir değer. Bu özgün ve sürekliliği olan silsile usta çizer Mustafa Delioğlu'nu da teşvik etmişe benziyor; sanki serüveni yaşamış ve vakıf olduklarını çizimlerinin detaylarında dışa vurmuş. Yartı Kulak'ı diğer kitaplardan kayıran bir özen sezdim.

Lokman Hekim

Son kitabımız dizinin Anadolu kitaplarının altıncısı; "Lokman Hekim". Şahmeran ve yılanlarla Lokman Hekim'in yaşadıklarına dayanan anlatı tıp ve eczacılığın kökenine mercek tutarak başlıyor. "Lokman Hekim ile Çırağı" masalı, ince bir zekayla kurgulanmış, çocuğun kaçırabileceği ancak ebeveynin de katkısıyla mutlaka anlaşılması gereken bir mesaj barındırıyor. Pazara çıkınca her şeyin 1 lira olduğuna sevinen çırağına Lokman Hekim "bir kentte yağla iğne arasında fark yoksa o kentte yaşamak doğru değil" uyarısında bulunuyor. Buna pek kulak asmayan çırak suçsuzken kendini dar ağacında bulunca sözün hikmetini anlıyor. Kıymetliyle kıymetsiz arasında fark görmeyenler haklıyla haksız arasındaki farkı da göremez, dolayısıyla kıymet bilinmeyen yerde adalet de olmaz.

lokman_hekim_on_kapak-350x350

Altı bölümden oluşan 'Balıklar Hakanı ile Sevdekâr' masalının benzerlerine dünya masallarında rastladığımı hatırlıyorum ve fakat metnin zenginliği ve detayları itibarıyla kök masalın Anadolumuzdan neşet ettiğini anlıyorum. Tüm muadillerinin üstündeki yerini belli ediyor. 'Babasının görmeyen gözlerine şifa bulmak için dahi olsa bir balığa zarar vermek istemeyiş' inceliği, aynı zamanda şifayı asıl sahibinden bekleme ve hayırlı bir işin içine kötülük/yanlış karıştırmama anlayışı insan nefsinin -farkında olmasa da- sık karşılaştığı ikilemlerdendir. Bir kazanım peşindesinizdir ancak ona giden süreçte üzerine bastıklarınız, çıkarınız uğruna bir takım zorluklara gark ettikleriniz, en azından çıkarına mani olduklarınız olur. İşte dünyanın bütün derdi bu ikilem anlarında sadece kendi çıkarını düşünen insanlardan sadır olur. Hatta bu ikilemde olduklarını fark etmez, seçimleri üzerine düşünmezler bile çünkü tek gördükleri salt çıkarlarıdır. Oysa iyiliğin doğrudan doğruya kendisine isabet edebileceği inancına sahip olanlar kimsenin canını acıtmaksızın beklerler. Dünya gözüyle somut sonuçlarına bakıldığında çoğu zaman hüsran gibi görünse de bu bekleyişin kendisi bir kazanımdır. Masallarımızın derinliklerindeki hisler hayatın kilitli kapılarının anahtarları gibi ve yine o kapıların altından önümüze itiliyorlar.

"Haylaz Şehzade" bu kitabın tamamlaması dinleyiciye bırakılan tek masalı. Bu defa üç sayfa yer bırakıldığı ve hazırlık safhası da yeterli olduğundan bunu ciddiyetle bir ödev addedebiliriz. Masalın sonunu getirmeyi ve ilk yarısına atıfla yayımlamayı düşündüğümü de açıkça belirteyim. Bakalım ne zaman, nerede...

"Badi ile Bidi" masalı engelli bir çocuğun kendini arkadaşlarına kabul ettirme hikâyesi. "Değdi mi değmedi mi?" tam da son yıllarda içinde olduğumuz türden kuru inatların savaşını anlatıyor, "Sihirli Üfürük"ün konusu ise yine tamahkârlık. Tamahı yeren bunca masalımız varken tamahkârlarımızın ardı arkası neden kesilmiyor diye düşünmeden edemiyor insan. İşin sırrı "Üfürükle ekip biçiyorum, yan gelip yatıyorum dedim. Adamı en ince yerinden vurdum. Hemen benimle kardeş oldu." sözünde saklı. "Vay çakaaaalll" dediniz değil mi? Evet, sözün sahibi de zaten masaldaki çakal. Ama onun da hakkından tilki geliyor ve tilki de çakalı yine aynı şehvetinden vuruyor. Tabii işin sonunda "bir üfürükle gelen bir üfürükle gidiyor." Kitap, iş, eş, akraba üzerinden sadakat kavramını işleyen "Padişahın Büyülü Kuşu" masalıyla bitiyor. Bu kitapta bölümlere ayrılmış beş, bağımsız iki, toplam yedi masal okuduk ve Anadolu masallarının ruhumuza ve hayatımıza temasını hissettik.

Her dört kitap da düzelti, düzenleme, dizgi, baskı kalitesi yüksek, çocuğa görelilik bakımından "7-8 yaş üstü" belirteciyle kitlesi açıklanmış, nispeten günümüze uyarlanmış, okuru işin içine katmaya gayret etmiş, masalların çoğalması ve yayılması amacını gütmüş kitaplar olarak kayıtlarımıza geçti. Masal Dede'nin ömrüne bereket diyoruz.


Yücel Feyzioğlu

Çiz.: Mustafa Delioğlu

Doğu Batı Yayınları

Kardeş Masallar Dizisi - Asena

2022 Ocak / 4. Baskı

150 sayfa


Kardeş Masallar Dizisi – İristu ile Ak Kağan

2021 Ekim / 6. Baskı

122 sayfa


Kardeş Masallar Dizisi – Yartı Kulak

2021 Ocak / 5. Baskı

160 sayfa


Kardeş Masallar Dizisi – Lokman Hekim

2021 Ekim / 3. Baskı

143 sayfa


Dizinin diğer kitapları:

Masallarla Çocuk Hakları

Masallarla 1001 Buluş

Keloğlan ile Kahkaha Hanım

Yazı Çivilemek

Hırıellez Geliyor

Sultan Süleyman

Ayıkulak

Sihirli Limon

Her Şey Oyunla Başladı


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 08.09.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.08.2022 23:55
1038

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

Yayınlanmış Kitapları

- Yüzyılın Nefesi, Tulu Kitap, 2024
- Sundarban, Tulu Kitap, 2023
- Perdem Yelken Olsa, TDV Yayınları, 2023
- Bambaşka Bir Sabah, TDV Yayınları, 2023
- Sıfır Atık, TDV Yayınları, 2023
- Helalühoş, Tıfıl Kitap, 2021
- Sağlıklı Beslenme Hikayeleri Seti (5 Kitap), Hayy Kitap, 2020
- Kara Kapan, 2019, Morena Yayınları
- II. Abdulhamidʼin Hafiyeleri, Hayy Kitap, 2018
- Hayallerin Karın Doyursun, Çizgi Kitabevi, 2017

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 154 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com