Yüzü İstanbul Olmuş Bir Aşk Masalı

Merve Yüksel, Kitaphaber için kaleme aldı...
Hayaller şehri İstanbul'da bir liman şehrinin serin havasını soluyorum. Elimde Eda Tezcan'ın Kız Kulesi'nden Galata'ya mektupları. Eskiden kalma bir fotoğraf sanki elime geçmiş de onu yad ediyorum. Kız Kulesi'nden deniz yoluyla Galata'ya uzanıp sırrına ermeye çalışıyorum. Gemiler, vapurlar, takalar, Kızkulesi, Galata öyle bir tablo var ki karşımda hafızamdan bir ömür silinmez. Üstelik ne eskir ne de değişir. Gelin bu kitabın içindeki her hikâyeye yakından bakalım, Kız Kulesi ve Galata'nın dününde bugün keyifli bir yolculuğa çıkalım.
Bir başka masal okuduğumuz... İçli, yanık, bir masal. Bekleyiş dolu, hasret yüklü, özlem dokulu bir feryat.
Akşam ezanı ile birlikte değişen manzarayı seyre dalmak bir başkadır bu masalda. Boğaz ışıklarını yakar, Marmara Deniz'i ise mesaisine devam eder. İki yaka arasında mekik dokuyan telaşlı insanlara yorulmadan eşlik eder.
Haydi İstanbul'u Kız Kulesi'ni ve Galata'yı yakından tanımak isteyenler, bize eşlik etme nezaketi gösterin.
Bana sorarsanız Kız Kulesi'nden Galata'ya Mektuplar tarihi hangi çapta ve değerde olursa olsun, bir benzeri ancak taklit olabilecek kitaplardan. Bütünüyle yaratıcı, kişisel bir duyuşun, düşünüşün verimi. Eda Tezcan'ın Kız Kulesi'nden Galata'ya Mektupları, bugüne kadar yazılanlardan başka, bambaşka bir eser. Yazarın da dediği gibi: "Yüzü İstanbul olmuş bir aşk masalı" bu. Değerli yazarımız bu masalı Türk edebiyatı masallarında hemen hemen hiç benzerine rastlamadığımız lirik bir üslupla çizmiştir. Öyle bir üslup ki mevzu ile tamamen imtizaç etmiş, hele şehrin o muazzam güzelliğine kendini kaptırınca pitoresk olmasını bilmiş. Dil ve anlatım ustası Tezcan'ın bu eserinde, anlatımından sözcük seçimine, zaman zaman İstanbul'u ayrıntı zenginlikleriyle işleyen söyleşi havasında, zaman zaman da gerçekten şiirsel bir anlatımla örülüp Kız Kulesi ve Galata'ya şiirin sevgi ve şefkat diliyle yaklaşılmış. Tezcan'ın bu eserinde bu akıcı üsluptan başka meziyetler de var. Değerli yazarımızın Kız Kulesi ve Galata'nın tarihi hakkında çok geniş bir bilgisi olduğu anlaşılıyor. Anlattığı şeyler yalnız yaşadığı ve müşahedeci gözleriyle hafızasına nakşettiği şeyler değil, okuduğu kitaplardan edindiği geniş malumata da dayanıyor.
Kız Kulesi ve Galata'ya Mektuplar maziye bir rücu değildir. Kız Kulesi ve Galata'nın bilinmeyen güzel yönlerini gören hassas bir kadın kalbini yansımasıdır. Eda Tezcan bir gönlün pür haliyle anlatıyor. Sıradan bir okuyucunun anlayacağı sadelik ve berraklık içinde takdim ediyor. Mekânın ve zamanın ruhu hemencecik sarıveriyor insanı; anlatılan neyse, okuyucu kendini onun içinde buluyor. Tezcan'ın Kız Kulesi'nden Galata'ya yazdığı mektupları sırasında sarf ettiği sayfaları defalarca okuyup durmam, parlak güneş ışıkları altında Üsküdar'ın aniden belirişi Kız Kulesi'nin Galata Kulesi'ni birden bire karşısında buluvermesi, rengarenk küçük evler, bir güzel nesire yar edilmek için kurulmuş Kanlıca, Boğaz sularının karaya sokulurken oluşturduğu Mihrabat Korusu, Boğaziçi Köprüsü'nün Anadolu'ya bakan yakasında Kuzguncuk, Çengelköy, Çamlıca, martılar, vapurlar, köprüler, camiler, meydanlar, Kız Kulesi'nden Galata'ya yazılan mektuplar, bir ömür, bir İstanbul, bir yürek...Tam bir renk cümbüşü, masmavi ve yemyeşil bir bereketlilik, bir manzaralar silsilesi, bir ihtişam, haz ve zarafet. Heyhat!
Eda Tezcan'ı okumaya devam ediyorum. Bugünün İstanbul'unda bugününü rüzgârlarına kaptırdığım hasretlerin sıcağına, inceline olan ihtiyacım devam ettiği sürece bu okumalarım da devam edecek.
Kız Kulesi'nden Galata'ya Mektuplar
Eda Tezcan
İz Yayıncılık
Not: Yazı daha önce Turuncu Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 12.11.2014 09:03 - Güncelleme Tarihi: 07.06.2022 19:15