Yüzümüz Kızarmadan - Necmettin Şahinler, İlahiyat, Misafir Köşesi

Yüzümüz Kızarmadan - Necmettin Şahinler yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Yüzümüz Kızarmadan - Necmettin Şahinler

12.09.2011 12:24 - Misafir Köşesi
Yüzümüz Kızarmadan - Necmettin Şahinler

Şüheda Hüsna, kitaphaber okurları için kaleme aldı.

Yazar, Roj Sterk'in bir paragrafıyla kitaba giriş yapmıştır. O paragrafın ilk cümlesi: "Yüz, insanoğlunun en anlamlı tarafıdır."

Necmettin Şahinler ise kitabında okuyucusunun şu sonuçlara varmasını sağlamıştır: Yüz, insanın kitabı, aynası, sözlüğüdür. Bazı yüzlerden olabildiğince kaçarsın, bazısına da yaklaşabildiğin kadar yaklaşırsın. Bazı yüzlerde 'binlerce sen', bazısında koskoca bir 'hiç'lik bulursun.

Yüzdeki dalgalardan/kırışıklardan anlarsın yüz sahibinin yaşını. Ne kadar güldüğünü de oradan çıkarırsın, ne kadar ağladığını da... Masum yüzler, nurlu yüzler ve bir de günahkâr yüzler vardır. Aklına unutulmaması için nakşettiğin, her an görmeyi yeğlediğin yüzler vardır. Ama bir an bile görmeye tahammül edemediğin yüzler de vardır. Bazı yüzler ikiyüzlüdür, hatta bazısında yüzlercesi vardır. Kimisi botoksludur, kimisininki ise abdestli...

Kitapta, Kur'an'da yüz kelimesinin karşılığı olarak "sima", "nasiye", ve "vech" kelimelerinin kullanıldığı belirtilerek bu üç ifadeyi iki nokta üst üste koyarak açıklamıştır.

Yüz, ruhun dışarıya yansımış halidir. Belki ruhun den hali, belki de e halidir. Yeryüzünde bazı yüzler vardır, onlara baktığında zengin sanırsın. Oysa o yüzler istemekten çekinirler. O yüzler Allah yolunda vermekten dünya fakiri ama ahiret zengini olmuşlardır. Onları "sîmâ"larındaki nurdan tanırsın.

A'raf Ehli yüzler vardır kişileri yüzlerinden okuyan, cehennemden korkan, cennete âşık olan...

Dinin en çok onlar yüzünden zarar gördüğü çok yüzlü münafık yüzler vardır; tüm yüzlerini en iyi Peygamber (s.a.v)' in okuyabildiği... O (s.a.v) ki Allah'tan emir gelmeden dışlamaz, kızartmaz o yüzleri.

Secde izi taşıyan yüzler vardır; eğildikçe secdeye feraseti artan. O yüzler için "evet, işte o Mü'min!" dersin ister istemez.

Bazen "parmak izi"dir yüz. Yüzünden tanırsın suçluyu da suçsuzu da. Yüzleriyle ele verir onlar kendilerini.

"Nasiye"sinde tutulup cehenneme atılacak yüzler vardır. Onlar o kıyamet gününde en zelil, en aşağı olacak olanlardır. O gün yüzü kızaracak/ kararacak, boynu daima bükük, şaşkın, üzgün ve pişman olacaktır. O isyankâr yüz dünyadan secde izleriyle Rabbinin huzuruna gelseydi "nasiye"sinden tutulup cehenneme sürüklenmeyecekti.

Yüzünü nereye dönersen dön Allah'ın yarattığına bakarsın/bakmak zorundasın! Arzda hep dönersin, O'na (c.c) dönersin, en son dönüşünde yine O'na (c.c) gidersin... O'nun "vech"i tüm âlemi sarmıştır. "Vech" yüzdür, özdür, lütuftur, sevgidir. Ve "vech" 'Hakikât'tir. Bizim tek dönüşümüz 'öz'e, 'sevgi'ye, asıl 'hüviyyet'edir. Bizim yegâne dönüşümüz "Vechullah"a olmalıdır.

Yazar bu dönüş eyleminie talip olmayı şöyle açıklar: 'Vech'e talib olmak kuru bir temenni değil, bir varlıktan geçme eylemidir." Vech'e talib olmak demek nefsi boğazlamaya aday olmak, dikenli yolları aşındırmak demektir. İnsanları da bu aşka getirmeyi can-ı gönülden istemektir.

Necmettin Şahinler böyle bir insanı kamil insan olarak değerlendirmiş ve ona kuyucu sıfatını vermiştir: "Kuyucu, kazdığı kuyuya dışarıdan su taşımaz; toprak kazıldıkça su ortaya çıkar." Çünkü yazar da aynen belirtmiştir ki: "Bütün yüce oluşların, aydınlatıcı, erdirici gelişmelerin temelinde ıstırap vardır." Frithjof Schuon'un da dediği gibi: "Yaratıcı'nın direkt temsilcisi olacaklar, daima küller içinden fışkırır."

Yazar Necmettin Şahinler buraya kadar olan bölümden de anlaşılacağı gibi "sîmâ", "nasiye ve " "vech" kavramlarından Kur'anî bir bakış açısıyla bahsetmiştir. Okuyucusuna "yüz"ün çok şey ifade ettiğini, Vechullah'ın önemini en güzel şekliyle aklına işlemiştir. Ayetlerle yola çıkışı, düşünürlerle yola devam edişiyle temayı daha da iyi anlaşılır hale getirmiştir. Bu yapışların nedenleriyse ancak şunlar olabilir: "Yüzümüz kızarmadan" yüzümüzü Allah'ın vechiyle aydınlatmak, yolun sonunda yüzleri kararanlardan/kızaranlardan değil, ışıl ışıl parlayanlardan olabilmek, "Eyvah" demeden "Elhamdülillah" diyebilmek, "Allah'a itaat etseydim ve Rasul'e uysaydım" değil, "İyi ki Allah'a itaat etmiş, Rasul'üne uymuşum." diyebilmek; demek ve dedirt-ebil-mek...

İlk cümlesi kitaptan alıntılanarak başlanan bu yazıya son noktayı da kitabın son sözlerinden olan şu duayla bitirmek uygun düşecektir:

"Rabbim! Kusurlarımızı, günahlarımızı, zaaflarımızı itiraf ediyoruz. Celal'inden Cemal'ine, gazabından rahmetine sığınıyoruz. Aldığımız her nefesin bizi Hesap Günü'ne biraz daha yaklaştırdığının farkındayız. Sevdiğin kullar arasına girmek, hem dünyada hem de ahrette iyiliğinle karşılaşmak istiyoruz. Davranışlarıyla yüzü kararanlardan/kızaranlardan, peygamberlerinin, velîlerinin, meleklerinin huzurunda utananlardan olmak istemiyoruz. Rabbim Vechinin Nûruyla aydınlat, bu Nûr ile abdest alanlardan kıl bizi."

Âmin...

Yüzümüz Kızarmadan
Necmettin Şahinler
İnsan Yayınları


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 12.09.2011 12:24 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 10:27
3390

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1014 yazı bulunmaktadır.