Zamyatin'de Ben mi, Biz mi Sorgulaması
Selva Yılmaz yazdı...
Yevgeni Zamyatin 1884'te Lebedyan şehrinde dünyaya gelmiştir. Erken yaşta okumasını sağlayan kişi müzisyen annesidir. Edebi başarısını ilk kez 1908 yılında yayımlanan "Uyezdnoye" adlı kısa romanıyla elde etti. Totaliter toplumla ilgili gözlemleri fantastik antiütopya romanı Biz'de (1920) somutlaştı. Bu roman Proletkült ideologları Bogdanov ve Gastev'in yazdığı ütopyaların parodisi olarak düşünülmüştü. Prolekült ütopyası "insan ruhunun ve sevgi duygusunun yok edilmesi" temelinde dünyanın yeniden inşasına dayanıyordu. "Biz" romanı böyle bir dünyayı anlatır. 1924 yılında İngilizceye çevrilen roman, Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sının, George Orwell'in Hayvan Çiftliği ve 1984'ünün, Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451'inin başlıca esin kaynağı oldu.
Yevgeni Zamyatin'in "Biz" kitabı modern ve rasyonel bir toplumu eleştirerek anlatan distopik bir eserdir. Distopya dediğimiz şey çoğunlukla ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır. Distopik bir toplum, otoriter - totaliter bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında karakterize edilir. 26.yy da geçen bu distopik romana bir sistem eleştirisi ve bireysel özgürlük bildirisi olarak bakabiliriz. Çünkü kitabın temel konusu totaliter sisteme karşı bireyin özgürleşmesidir. Kitaptaki devlet sistemi ve yapısı ufuk açacak niteliktedir. Kitapta konusu geçen devlet "Tek Devlet" olarak anlatılmakta. Tek devlet düşünebileceğiniz her şeye hâkimdir ve kontrol tamamen elindedir. İstediği her şeye müdahale edebilir. "Ben" kavramı yerine her zaman "Biz" kavramı vardır. Herkes biz için çalışır ve bununla birlikte mutluluğu getirdiğine inanılır.
Camdan duvarlarla çevrilmiş olan bu dünya, dış dünya ile iletişimi mümkünsüz kılar. İnsanların camdan evlerde yaşadığı, aynı üniformaları giyip aynı saatte uyuyup, aynı saatte uyanıp yemek yedikleri, ileri teknolojiye sahip şeffaf bir toplum biçiminde söz etmekteyiz. Bu toplumda her şey matematiğe dayanır. Bunu en güzel şekliyle insanların bu devlet de isimleri değil numaraları olması ile anlayabiliriz. Aslında bireyselliğin yok oluşu buradan başlayıp devamı gelmektedir. Eserimiz D-503'ün ağzından günlük tarzında anlatılır. İnsanların ilkel tutku ve güdüleri tamamen bastırılmıştır. Doğa 'ya bile boyun eğdirilmiş, duvarın arkasında bırakılmıştır. Artık ulaşılacak hedef uzaydır. İntegral'in mimarı olan D-503 fırlatmaya günler kala günlük tutmaya başlar. hissettikleri ile keşfetmiş ve hayal gücünü kullanmıştır. Tek devlette hayal gücü hatta rüya görmek bile hastalık olarak görülmekte ve acil tedavi uygulanmaktadır. İşte bu aşamada D-503 ün bireysel çırpınışlarına tanık olmaya başlıyoruz.
İntegral gemisinin farklı yerlerdeki ilkel toplumlara matematiği götüreceği beraberinde hakiki özgürlük sağlayacağına bahsedilir. Bu size de bir yerden tanıdık gelmiyor mu? Bana emperyalizme ve sömürgeci sisteme bir gönderme olarak geldi. Bugün aynı şeyi özgürlük, uygarlık götürüyoruz adı altında 3. Dünya ülkelerine yapılmıyor mu? Planlanabilir, hesaplanabilir, öngörülebilir, denetlenebilir olan tüm bu aşamaları sonuna kadar tamamlamış "Tek devlet " aslında Weber'in akılcılığın demir kafesinin net bir örneğidir. İleri rasyonelleşmiş her şeyin şeffaf olduğu bu toplum artık kendine bir demir kafes yaratmıştır.
"Tek Devlet"te cinsel ilişki bile tamamen devlet kontrolündedir.. Devletten aldığınız özel bir izin ile pembe kart sayesinde şeffaf odanızın perdeleri sadece bir saatliğine örtülür. Çocuklar da özel mülkten sayılır ve kimse çocuk edinemez. Her doğan çocuk devletin çocuğudur. Eğer izinsiz bir doğum meydana gelirse de anne ölüm ile cezalandırılır. Giddens'ın plastik cinsellik dediği şey işte tam olarak da budur. Cinsellikle beraber nüfus da kontrol altına alınmıştır. Giddens'ın kavramlaştırdığı ve literatüre kazandırdığı "Mahremiyetin Dönüşümü" nün nüvelerini bu eserde görmek mümkündür.
Değişim, toplumlar için kaçınılmaz olgudur. Ancak içinde yaşadığımız durumda iken ilerisini görmek çoğu zaman mümkün değildir. Bu şekilde bir 26. yy okuduğumuzda bize korkunç geliyor olabilir. Ancak eminim ki tarihteki herhangi bir toplumda belki bizim şuan ki halimize acıyabilir. Biz de şuanda çoğu şeye bağımlı hale gelmiş durumdayız. Cep telefonlarımıza bir sürü uygulama yüklüyoruz ve hepsi telefon bilgilerine erişim izni verilerek çalışıyor. Peki ya bizde burada denetlenmiş, kontrol edilmiş olmuyor muyuz? Telefonlarımız dinlenebiliyor, televizyonlarımızdan evlerin içlerini seyredilebildiğini söyleyenler dahi var. Şimdiye bakarsak 26.yy için aslında gerçekleşmesi imkânsız bir durum da değil. Ancak D-503 e göre daha çok bireysel yaşam haklarına ve özgürlüğe sahip olduğumuz kesin. Aslında bizim sahip olduklarımızı da fark ettirecek güzel bir farkındalık eseri ve aynı zamanda hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan sürükleyici bir eser.
Biz
Yevgeni Zamyatin
İthaki Yayınları
786 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 30.01.2019 08:56 - Güncelleme Tarihi: 24.10.2022 13:57
Güzel ve nitelikli bir kitap değerlendirme yazısı olmuş.