Zehr-i Bal Ya Da Anlatı Zehirlenmesi
Her dönemin ve zihniyetin kendi sosyal-siyasal-ekonomik gerçekliği olduğu gibi edebi ve sanatsal gerçekliği de vardır. Bu gerçeklikler silsilesi, dönemin gerçeklik algısı oranında metne yansır, hatta yazar, dönemin genel algısı dışında metin üretemez. Bu genel-geçer, ön kabuldür. 1800lerden sonra tüm dünyaya sâri bir hastalık gibi yayılan fikir akımları içinde, yine ezer bilgi gereği güçlü devletlerin de zayıflayabileceği hatta yıkılabileceği fikri oluşmuştur. Batının/medeni dünyanın, doymak bilmez emperyal emelleri bahsedilen fikir akımlarıyla (içinde) soslanarak özellikle batı olmayan toplumlara dayatılmıştır. Bu girişe gereklilik oluşturan metin bir tarih-kurgu romanı Zehri Bal. Bu romanın kurgusunda sacayağı olan üçayak; aşk, tarih ve polisiye...
Tanıtım bültenindeki ifadeler: "1870 yılında başlayan çarpıcı ve sürükleyici bir aşk hikâyesi... Dönemin Üsküdar Kadısı Rauf Efendi'nin güzeller güzeli biricik kızı Gülpare ile ailesini çocuk yaşta kaybetmiş, bıçkın bir delikanlı olan Kalaycı Hamza'nın yolları Allah'a adanan bir adakla kesişir. Aşkın zehri ilk görüşte onların vücudunu sararken hesaba katmadıkları ve imtihanlarını başlatacak bir şey vardır: Sultan'a düzenlenen bir başkaldırı, gizli bir aşk ve acı kayıplar. Kor Cevat, namı diğer Nasuh Paşa, Sultan'ın sağ kolu olarak bilinirken aslında planlar başka yöndedir: Nasuh Paşa ve çevresindekiler yönetim şeklini değiştirmek için ayaklanmıştır. Sultan'a sadakatiyle bilindiği için başı belada olan Rauf Efendi'nin hayatını şans eseri kurtaran Hamza da artık topun ağzındadır."
İç içe geçmiş üç hikâye romanın gövdesini oluşturuyor. Bu gövde kotarılırken; klasik temalar, klasik iyi-kötü çatışmalarına, sürükleyici ama derinliksiz bir fantazya eşlik etmiş. Üst kurgu kullanılmamış. Metnin içinde kullanılan şiirler oldukça kötü. Şansa dayalı gelişmeler kurgunun maceraya teslim olduğunu işaretliyor. Tesadüf öğesinin belirleyici olduğu zayıf bir roman, ancak ortalama okuyucu için yerinde bir karar.
Söylenecek çok şey yok elbette. Bir metin oluşturulurken dilin ve dil mantığının önceliğine dikkat her yazarın ve editörün görevidir. Bu anlamda birkaç dil hatasına değinerek noktalamak istiyorum. "Yatsı namazı için gelen az sayıdaki insanlar hâkimdi külliyeye." (S.106). "Hamza ile Kadı Efendi arasında koyu bir sohbet hasıl oluyordu" (S. 119). "..etrafa nam salmış berberci selim.." (S205). "Sonra Behiye ve Dilruba hanımlara ithafen ……. Dedi.
3.Baskısı Temmuz 2019 da yapılan kitap Sezgin IRMAK imzalı. Portakal Kitap etiketli. Üçlemenin ilk kitabı.
Mühr-ü Kalp (Kitap adında kullanılan bu yanlış tamlama da kitap kapağında var maalesef) ve Sırr-ı Sevda diğer kitaplar…
Zehr-i Bal
Portokal Kitap
Sezgin Irmak
Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 22.10.2019 09:20 - Güncelleme Tarihi: 25.11.2021 22:52