Zeytin Kokulu Kuzey Ege Lokantaları’na Gidelim Bu Yaz
Ailecek tatile çıkmadığımız birkaç yılın sonunda nihayet bu yaz Çanakkale-Assos’ta, bir arkadaş grubumuzla bir haftalık tatil ayarladık. Önceki yıllarda eşimin okulunun düzenlediği bir hafta sonu gezisinde Kuzey Ege’yi turla hızlıca gezme fırsatı bulmuştum. Kıyılarda el atılmadık yer kalmamıştı, kendine ait bir deniz manzarasını satın almak ne kadar da önemliymiş, herkese ait olduğunda ne büyük bir sorun oluyormuş Allah’ım diye düşünmüştüm. Ancak tesadüfe bakın ki tam da tatil öncesi elime bu bölgeyle ilgili sevimli ve cebe rahatlıkla sığabilecek bir yol kitabı geçti. Okuyunca eski iyimserliğime geri döndüm. Kitabın yazarı Tarkan Kaynar, sinema-televizyon-fotoğraf eğitimi almış,“ Önce Kısa Film Vardı ve Futbolun Bukalemunları” adlarında iki kitabı bulunuyor. Son dönemde ise belgeseller çekiyor, ayrıca zeytinyağı tadım uzmanlığı konusunda eğitim alıyor.
Göz alabildiğine zeytin ağaçlarıyla kaplı bir bölge burası, ayrıca kuzeyde kaldığı için de serin. Gezmek için turla gidilirse zor tabi, ancak otomobilinizin olması sanki bir tür ön şart gibi görünüyor. Çünkü kitap Kuzey Ege lokantalarına odaklandığından, sıcak sohbetler eşliğinde bölgeye özgü yemeklerden tadabilmek için zaman kısıtlaması olmadan yol almak gerekiyor. Bir tarafta doğa harikası Kaz Dağları, öteki tarafta ise kendine özgü iklim özellikleri nedeniyle Türkiye’nin en kaliteli zeytinyağlarının üretildiğini birçok ciddi kaynakta okuduğum Edremit Körfezi. Bizi tavsiyeler ve tesadüfler yönlendirir genellikle. İşte Tarkan Kaynar, bu yol lokantaları kitabında kendi öznel tercihleri doğrultusunda-sonuçta bu da kurgulanmış bir kitap- önerdiği lokantalarla zaman kaybetmeden yöresel ve sağlıklı lezzetlerle buluşmamızı hedeflemiş. Gökçeada’dan Ayvalık’a kadar uzanan hattı tarayarak özellikle otlar ve zeytinyağı çeşitliliğinin ön planda olduğu özgün yemekler üreten yol üstü lokantalarını kısa ve özlü bir biçimde derlemiş. Tanıtılan lokanta ve restoranların nasıl, ne zaman ve kim tarafından açılmış oldukları, kullandıkları malzemenin kaynağı ve nitelikleri, tüketicilere sunulan yemek çeşitleri, bazı tarifler, hangi mevsimlerde açık oldukları ve adresleri yer alıyor. Mekânların siyah-beyaz fotoğrafları ve zeytin-zeytin ağacı çizimleri tanıtıcı bilgilerle uyumlu, onları destekleyici nitelikte olduğu için çok başarılı, okumaya renk katıyor. Ek olarak Kuzey ve Güney Ege zeytin ve zeytinyağları konusunda da sınırlı bilgi veren bölümler var, bu bölümler bence kesinlikle geliştirilmeli. Bu tarz kitapların olmazsa olmazlarından olan yemek tarifleri de denemeleri için meraklılara sunulmuş.
İstanbul’un belli bir bölgesindeki lüks restoranların medya aracılığıyla af edersiniz gözümüze gözümüze sokulduğu; gidin mutlaka orada yemek yiyin, ayrıca çektiğiniz fotoğrafları sosyal medyada mutlaka paylaşarak orada olduğunuzu gösterin dendiği şu son dönemde bu tarz bir kitabın yayınlanmasını takdire şayan buldum. Özgün ve alçakgönüllü taşra lokantalarının özellikle ülkemizin kıymeti bilinmemiş bir değeriyle –bu kitapta zeytinyağı- özdeşleştirilerek tanıtımının yapılmasının her geçen gün çoğalması en büyük dileğim olacak. Yazar Tarkan Kaynar’ın sonraki baskılarda kitabı mutlaka genişleteceğini tahmin ettiğim için kendisine önerim, özellikle mekân sahipleri, çalışanlar ve müdavimlerle olan görüşmelerin metinde daha fazla yer alması, ayrıca bölgeye özgü ( Edremit, Ayvalık,Cunda…) yeme-içme kültürüyle ilgili ayrı bölüm ya da bölümler açılarak daha derinlikli sosyolojik ve ekonomik bilgiler verilmeye çalışılması olacak.
Tarkan Kaynar, Zeytin kokulu Kuzey Ege Lokantaları, Oğlak Yayınları, Birinci Baskı:2016, İstanbul.
Yazar: Serkan PARLAK - Yayın Tarihi: 18.07.2016 09:00 - Güncelleme Tarihi: 02.07.2016 18:58