Hadis Usulü ve Istılahları - Ahmet Naim Bey

Daha önceden, Diyanet yayınlarının basmış olduğu "Buhari" tercümesini okumuş olanlara bu kitap tanıdık gelecektir. Eser, Babanzade Ahmet Naim Bey'in, Buhari tercümesinin ilk cildinin günümüz diline çevrilmiş şeklidir. Kitabın, yayına hazırlayanların notu bölümünde, ilk çevirinin günümüzde dil olarak pek anlaşılamamasından dolayı günümüz Türkçesine çevrildiği ifade ediliyor.
Yayına hazırlayanların notu bölümünde, kitabın çevirisi ve eserin genel muhtevası ile ilgili ayrıntılı ve okuyucuya faydası olacak konular 16 başlık altında takdim ediliyor.
Sahabe ile ilgili kısımda, kimi çevreleri biraz kızdıracak bir ifade kullanılıyor. "Fitneye karışmış olsun yada fitneye karışmamış olsun bütün sahabeler adalet sahibidir."
Sahabenin dereceleri kısmında ise, kronolojik olarak bulundukları mevki ve katıldıkları olaylara göre bir derecelendirme yapılmış. Bu konu alimler arasında ihtilaf konusu olan bir mevzudur. Sahabenin dereceleri ile ilgili sahih bilgi edinmek isteyen okuyucularımıza, İbn Teymiyye'nin "Ashab-ı Kiram" adlı kitabını okumalarını tavsiye ederiz.
Bir kısım insanların hadis ilmi ile ilgili fitne barındıran "Sürekli Resulullah'ın (sav) yanında olan, yüksek dereceli sahabeler çok az hadis rivayet ederken, diğer bir kısım sahabeler çok hadis rivayet etmişlerdir. Dolayısı ile bunların çoğu uydurmadır…" iddialarını Ahmet Naim Bey, aklî ve naklî deliller ile çürütüyor
Babanzade, bu iddianın yanlış olduğunu yedi madde halinde ortaya koyuyor ve cevap olarak diyor ki:
* Resulullah'ın (sav) tebiyesine mazhar olmuş sahabenin hadis uydurması zor ihtimaldir.
* Sahabenin büyükleri, yanılmaktan aşırı bir şekilde korktuklarından az rivayette bulunmuşlardır. (Z.Bin Avam, Zeyd.Bin Erkam gibi sahabeler buna örnektir.)
* İlk sahabelerden bir çoğu, ya hicretin ilk senelerinde, ya Hz.Peygamberin (sav) zamanında, yada pek az sonra ahirete intikal etmişlerdir. Bu sebepten çok hadis rivayet etmeleri mümkün olmamıştır. (Hz.Ebubekir gibi sahabeler örnek verilebilir)
* Sahabenin büyüklerinden bir kısmının, devlet yönetimi, cihad ve tebliğ ile iştiğal etmelerinden dolayı fazla hadis rivayet edememişlerdir. (Ebu Ubeyda Bin Cerrah, Halid Bin Velid ve Hulafai Raşidin bu zümreden sayılabilir.)
* Sahabe ve tabiinin ekserisi, hafızalarında olan ilmi sadece ihtiyaç zamanında açığa çıkarmışlardır. Başka zaman sükut etmişlerdir.
* Resulullah (sav) ile çok arkadaşlık etmiş olanların, her şeyi duyup bilmeleri icab etmez.
* Sahabenin büyüklerinden olan bir kısım riayetlerin hadis tasnifçilerine ulaşmamış olma ihtimali bulunmaktadır.
Kitaba dönersek;
Hadis ilmi ile diğer ilimlerin mukayesesi yapılıyor. Hadis ilminin diğer ilim dalları ile olan ilişkisine işaret ediliyor.
Zevaid ve müstahrecler, ve bunlar üstüne yapılmış şerhler ile ilgili kısa bilgiler veriliyor.
Sahih hadis başlığı altında ise;
Sahih hadis kitapları bahsinde, İbn Teymiyye'nin "Minhacü's Sünne adlı eserinden uzun bir alıntı yapılmış. İlgili kısımda, Buhari ve Müslim'in sıhhati, içindeki hadislerin tetkiki ve İmam Malik'in Muvatta'sının mahiyet olarak sahih hadisler içerdiğine işaret edilmiş.
Hadis ıstılahlarının alimler arasında farklı kullanışlarına işaret edilmiş. İbn Temiyye'nin "Bu hadisin aslı yoktur" sözünün, "bu hadisin isnadı yoktur" şeklinde kullanılması gibi…
Cerh ve tadil'in mahiyeti ve hikmeti ile ilgili bir giriş yapıldıktan sonra, cerh ve tadil ilminde üstad olan şahsiyetler ve cerh ve tadil kaideleri ayrıntısı ile izah ediliyor.
Hadisin ihtisarı (özetlenmesi) konusunda dört farklı görüş olduğunu beyan ediyor müellif. Bu görüşler; kesinlikle caiz görmeyenler, her halukarda caiz görenler, hadis evvelden tam olarak rivayet edilmişse ihtisarı caiz, daha önce tam olarak rivayet edilmemiş ilk defa rivayet edilecekse caiz değil diyenler ve hadisin muhtevası ve hadis içindeki çarpıcı kısıma zeval gelmiyorsa caizdir diyenler.
Hadisin Takti'i konusunda, (Takti'i: Bir musannifin, bir hadisi ihtiva ettiği ahkama göre parçalayıp her birini kitabın alakadar olduğu kısımlarda aktarmasıdır. Yani denebilir ki, bir anlamda hadislerin parça parça ele alınmasıdır.) bunun olabileceğine işaret ediyor müellif. Aynı şekilde, Ahmed Bin Hanbel'in de Takti'i'nin yapılmaması gerektiği ile ilgili görüşünü de paylaşıyor.
Müellif, hâtime kısmında; bir kısım hadis usulü kaidelerini ele aldığını, ele almadığı kaidelerin de olduğunu ifade ediyor.
Kitabın orjinalinde yer almayan fakat kitap ile ilgili olduğundan Kamil Miras'ın, "Ebu İsme Nuh B. Ebi Meryem hakkında bir yanlışın tashihi" notu da kitaba eklenmiş. Ebu İsme'nin bir kısım eserlerde hadis uyduran bir zat olarak tanıtıldığını, Babanzade'nin onun ile ilgili hadis uyduran biri olmadığı ile ilgili görüşünü onaylayan birkaç sayfalık bir not.
Kitaptan Sonra
* Kitap bittikten sonra, Türkçeye tercüme edilen ilmi eserlerin sayısının ne kadar az olduğunu anlamaya başladım. Adını yeni duyduğumuz; Müsnedler, Zevaidler, Müstahrecler, Muvattalar, Mevzuaatlar…
* Hadis usulü ve ıstılahları ile ilgili olarak başucu kitabı denebilecek bir eser.
Diğer hadis usulü kitaplarında pek yer almayan esere münhasır sayılabilecek bilgiler:
- Fakih ile muhaddis arasındaki farklar.
- Sahabe, en çok hadis rivayet eden sahabeler, sahabenin sayısı ve dereceleri ile ilgili verilen bilgiler.
- Cem ve tedvin bölümünde, ravilerin tenkidlerine yer verilmesi.
- Sahih hadis kitapları, müsnedler ve sünen kitaplarından örnek verilmesi.
- Ravinin adalet ve zaptını zedeleyen kusurların ayrıntı ile verilmesi.
- Cerh ve tadili tarif ile birlikte kaidelerini de vermesi.
- Cerh ve tadil ile ilgili lafızlar ve manalarının ayrıca ve ayrıntılı bir şekilde verilmesi.
- İcazet ve çeşitleri ile ilgili verilen bilgiler.
- Hadis rivayetinin sıfat ve keyfiyetleri ve adabı ana başlığı altındaki hemen bütün alt başlıklar.
Hadis Usulü Ve Istılahları
Ahmet Naim Bey
Hazırlayan: Hasan Karayiğit
Düşün Yayıncılık
Yazar: Ferhat ÖZBADEM - Yayın Tarihi: 05.03.2011 11:05 - Güncelleme Tarihi: 24.11.2021 17:03