Hayalimizdeki Kişi Kim?

Hatice KORKMAZ yazdı..
Bazen planımızda hiç olmayan bir kitabı okuyup, o kitaptan sadece tek bir cümleye odaklanabiliriz. Odaklandığımız cümleyi de o kitaptan bağımsız bir şekilde düşünüp, ele alabiliriz. Babam ve Ben kitabını okumam aynen böyle oldu. Kardeşimin kitaplarını incelerken dikkatimi çekti. Belki de ince oluşu, şu sıralar okuduklarımdan farklı bir kurguya sahip oluşuydu dikkatimi çeken. Aslında kitapta genel olarak etkilendiğim bir yer yok. Okuduklarımızdan çıkardığımız mesajlar, etkilendiğimiz yerler bizim önceki okumalarımıza, birikimimize göre değişiyor. Bu yüzden bu kitabı herkes okumalı diyemediğim gibi, asla okumayın da diyemem. Bu kitabı okuyup hiçbir şey hissetmeyen de olur, okuyup bambaşka duygular hisseden de olur. Veya içinden benim gibi sadece bir cümleye odaklanan da olur. Okuduğum cümle bana bildiğim bir hakikati hatırlattı ve burada yazdıklarımı düşünmeme vesile oldu.
Kitap, adından da anlaşıldığı gibi küçük bir kızın babasıyla olan ilişkisini ele alıyor. Kızın dans etmeyi sevmesi ve annesinin kendisinden uzakta yaşaması, babasının ise kızını desteklemesi kitabın konusunu oluşturuyor. Beni bu anlatılanlar değil de, babanın kurduğu bir cümle etkiledi. Bu yazıyı yazmaya beni sevk eden o cümle şuydu: "İnsanlara hayallerindeki kişiyi yaşamaları için izin vermeliyiz."
Babanın bu isteği gerçekleşse, insanlara, bize hayalimizdeki kişiyi yaşama izni verilse, o kişi kim olurdu? Olacak olan kişinin vasıfları neler olurdu? Yaptığı işler ne olurdu? O kişiyi insanlar nasıl hatırlardı? Diye sordum, düşündüm, yazdım…
Önce Severiz
İnsan neyi severse, neyden hoşlanırsa onun hayalini kurar. İnsanı heyecanlandıran şeyler, sevdikleridir. İnsan sevmeden heyecan da duymaz, hayal de kuramaz. Bir şey hakkında heyecan duymanın, hayaller kurmanın yolu sevmekten geçer. O halde bir düşünelim. Kimi seviyoruz? Sevdiklerimizin yaptığı işler neler? Bizi heyecanlandıran insanlar kimler? "Onun gibi işler yapmak istiyorum!" dediğimiz kişiler var mı? İsmini duyduğumuzda, konusu geçtiğinde bizi hem heyecanlandıran hem de kendisi gibi işler yapmak istediğimiz için bizim azmimizi artıran isimler var mı?
Sevdikten Sonra Örnek Alırız
Yukarıdaki sorulara birçok kişinin cevabı evet olacaktır. Olsun da zaten. Hatta olmalı. Çünkü insan yola çıkarken birilerini örnek alarak çıkar. O örnek aldıkları gibi işler yapmak, onlar gibi olmak ister. Ama bu onları tamamen taklit etmek değildir. Sadece o birilerinin yaptığı işler hoşuna gider, hoşuna gittiği işleri kendisi de deneyip, yapar. Bu şekilde severek yaptığı işi bulmuş olur. Yani kendini tanımanın bir yoludur bu. Mevlana'nın dediği gibi: "Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın." Sevmek tamamen taklit etmek değil, örnek almaktır. Örnek aldıklarımız kadar iş yapamasak bile onlara bakıp azmimizi artırmaktır. Düştüğümüz vakitlerde kalkmak için bir sebep bulmaktır.
Ve Örnek Aldıklarımızla Birlikte Oluruz
Kitaptaki cümlenin bana hatırlattığı hakikat, müjde şuydu:
"Kişi sevdiğiyle beraberdir." (Buhâri, Edeb 96)
Kitaptaki babanın isteği gerçekleşmese, bize hayalimizdeki, sevdiğimiz kimse gibi olma izni verilmese bile biz sevdiklerimizle beraber olacağız, ebedî yurdumuzda. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu müjdeyi veriyor bizlere. Amellerimiz, sevdiklerimizin amellerine yetişemese bile, onlardan çok geride kalsak bile bu nebevî müjdeyle sevinelim. Bu müjdeden artık haberdar olduğumuza göre, hem bu dünyada kendileri gibi olmak istediğimiz için bizim çalışma azmimizi artıracak olan, hem de asıl vatanımızda kendileriyle beraber olacağımız kimseleri iyi seçelim, iyilerden seçelim.
Babam ve Ben
Patrick Modiano
Resimleyen: Jean-Jacques Sempé
Tudem Yayınları
2020 Ankara
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 13.05.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.05.2022 01:54