Devrimi Bitiremedik, Çünkü Programı Hiç Bitmedi
Düşünsenize, evinize bir tadilat yaptırıyorsunuz ve ustaya soruyorsunuz: "Ne zaman biter?" Usta cevap veriyor: "Biter ama hiçbir zaman tamamlanmaz. Çünkü bu ev, ilerlemeye açık bir yapıdır." Yusuf Akçura'nın "Türk Devriminin Programı" kitabında tam olarak böyle bir zihinsel uyanıklıkla karşı karşıyayız.
Akçura'ya göre Türk devrimi, sadece bir dizi kanun değişikliği değilmiş; o aynı zamanda bir "fikir", bir "ruh hali", bir "beka duruşu" imiş. Bu yüzden de devrim asla sona ermez, "gelişir" imiş. Tıpkı bir Windows güncellemesi gibi: "Devrim 3.1 yüklendi. Lütfen bilgisayarınızı yeniden başlatın."
Kitap boyunca devrimin neden başladığı, nasıl sürdüğü ve neden hâlâ bitmediği o kadar öz güvenle anlatılıyor ki, sanki bitmiş bir iş değil de, "şantiyede çıkabilecek eksiklere karşı halkı uyanık tutma kılavuzu" gibi.
Bilim mi? Evet ama… Bizim Gibi Olsan Daha Bilimsel Olursun
Akçura bilime bayılıyor. Tabiiki kendisinin alenen ifade ettiği şekilde; "bizim görüşümüzü onaylayan" bilime. Mesela "Homo Alpinus" diye bir antropolojik kavram var; Türk halkını Avrupalılaştırmaya hatta esasen Avrupalı olduğumuza inandırmaya çalışan bir yaklaşım. İşte bu bilim harika. Ama sosyoloji, halkın tepkili olduğunu mu gösteriyor? Hemen sansür! Zira halk dediğin, bazen yanlış düşünebilir. Onu "halk adına" biz düzeltiriz.
Kitap, fikir hürriyetinin de savunucusu güya ama bu hürriyet, bir "yönetmeliğe" tabi: "Fikir özgürdür, ama devrim dışına çıkmadığı sürece."
Tarih mi? Ara, Bul, Uydur!
"Kim ararsa bulur" demiş Akçura bir yerde. Ne kadar samimi! Çünkü kendisi Türklerin medeniyet kuruculuğunu aramış ve… "bulmuş!" Hemen Mezopotamya'ya, Mısır'a, Hindistan'a uzanmış; her yerde bir Türk izi var! Bu kadar sıkı araştırmayla Indiana Jones bile çıkamazdı yola.
Oysa tarihin doğal akışında olanı değil, isteneni bulmak, "siyasi niyetle yazılmış tarih" olur. Ama bu kitapta tarih, "yaşanmışlık" değil; "yaşanmalıydı ama yaşanmadıysa da biz yaşanmış varsayarız" temelli bir destan.
Kitabın ortaya koyduğu düşünsel yapı aslında şöyle bir manzaraya indirgenebilir:
Halkçılık - Halk için her şey - Halkın yerine karar almak
Milliyetçilik - Milletin çıkarı – Eleştirenler düşmandır
Laiklik - Din ve devlet ayrı - Din devletin kontrolü dışında kalınca sorun çıkar
Devrimcilik - Sürekli değişim - Sürekli aynı şeyi farklı paketle sunmak |
Bu manzara, bir yandan ilkesel, bir yandan da çelişkiler yumağı. Sorun yok elbette; "ilkeler kutsaldır, içi boşsa da taşımaya devam edilir." "Türk Devriminin Programı", bir fikir beyanı gibi değil, devletin işletim sistemi gibi yazılmış. Ne eleştiri kabul ediyor, ne öneri… Akçura, Cumhuriyet'in kalbini programlamış ama gönlünü "kontrol"e kaptırmış.
Yine de hakkını yemeyelim: Bu kitap, dönemin "yeniden kimlik inşası" sürecine dair bize çok şey anlatıyor. Tabii, aradaki tarihsel verileri bulabilirseniz.
Sonuç: Program Yazıldı, Güncellemesi Bitmedi
Yusuf Akçura
Türk Devriminin Programı
Kaynak Yayınları
2017
208 sayfa
Yazar: Salih BORA - Yayın Tarihi: 24.10.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 24.09.2025 11:11
