İslam Düşünce Atlası: Medeniyetimizin Hafızasını Yeniden Keşfetmek
İLEM ile Konya Büyükşehir Belediyesinin ortak projesi olan İslam Düşünce Atlası adlı eserin zuhuru Cumhuriyet tarihimizin eşine az rastlanır kült eserlerinden biri olarak evrensel kütüphane hazinelerinden biri olarak adını tarihe şimdiden yazdırmayı başarmış bir külliyat, bir şaheser.
İslam Düşünce Atlası, binlerce yıllık medeniyet mirasımızın düşünce tarihini yeniden inşa eden çığır açıcı bir proje. İlmî Etüdler Derneği (İLEM) koordinatörlüğünde, İbrahim Halil Üçer'in öncülüğünde hazırlanan bu altı ciltlik külliyat, sadece bir kültürel faaliyet değil, aynı zamanda İslam düşünce tarihine yeni bir soluk getiren bir şaheser. İslam felsefesinin ve hafızasının en diri dönemlerini formel ilimlerle soylu akrabalıkları iç içe irdeliyor ki bu bakış açısı günümüzün değerlendirme biçimlerinin birkaç gömlek üstünde. Külliyatın projeksiyonu geniş ölçekli bir alanın izini sürmektedir.
Üç yüz elliden fazla yazar ve akademisyenin katkısıyla şekillenen bu proje, İslam düşüncesinin zengin birikimini bütüncül, dinamik ve erişilebilir bir şekilde okuyucuya sunuyor.
Selçuklu'nun Darü'l-Mülk'ü olan Konya, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Sadreddîn-i Konevî, Yunus Emre ve Kadı Sirâceddîn Urmevî gibi düşünce devlerinin öncülüğünde, İslam dünyasının manevi ve entelektüel merkezlerinden biri olmuştur. Bu miras, İslam Düşünce Atlası'nda adetâ yeniden canlanıyor. Konya, bu eserden hareketle aslında Mekke, Belh, Semerkant, Bağdat, Tebriz ve Kahire gibi İslam medeniyetinin köşe taşlarıyla bir araya gelerek, geçmişle geleceği buluşturan bir köprü kuruyor. Proje, bir yandan Konya'da zirveye ulaşan ilim, irfan ve sanat geleneğini yeniden keşfetme yolculuğu sunarken, diğer yandan Selçuklu ve Osmanlı düşünce sisteminin köklerinden yola çıkarak evrensel bir düşünce zeminine arkeolojik kazılarda bulunuyor.
Yeni Bir Dönemlendirme, Bütüncül Bir Bakış
İslam Düşünce Atlası'nın en dikkat çekici özelliği, İslam düşünce tarihini klasik dönem (7-11. yüzyıl), yenilenme dönemi (12-16. yüzyıl), muhasebe dönemi (17-18. yüzyıl) ve arayışlar dönemi (19-20. yüzyıl) olarak yeniden tasnif etmesi. Bu dönemlendirme, İslam düşüncesinin süreklilik ve dönüşümünü dinamik bir şekilde ortaya koyuyor. Geleneksel yaklaşımların aksine, proje 12. yüzyıldan sonraki düşünce birikimini de kapsayarak, İslam düşünce tarihinin statik bir gerileme dönemi değil, canlı ve üretken bir süreç olduğunu kanıtlıyor.
Çalışma, felsefe, kelam, fıkıh, tasavvuf, matematik ve mantık gibi disiplinlerin tarihsel gelişimini iki bine yakın bilimsel madde, seksen makale ve yirmi bin eserden oluşan bir kitaplar ağını ortaya dökerek derinlemesine bir düşünce izleğinin cemini sunuyor. Ayrıca beş bin bilginin etkileşimini görselleştiren bir bilginler ağı, düşünce tarihimize dair eşsiz bir perspektifle şaşırtıcılığını katlıyor. Fıkıh geleneğinin başlangıcından bugüne gelişimini anlatan iki yüzden fazla yeni madde ve görselleştirme, ilk planda üç cilt olarak yayın hayatına girerken sonradan iki bin yirmi iki yılında güncellenen altı ciltlik edisyonla ve estetik zenginliğiyle kendine muhkem bir alan açmayı başarıyor.
İslam düşüncesinin felsefi bir arka planının olmadan, geniş bir alanın taranmasının mümkünlüğüne inanmadan İslamî ilimler ile iştigal etmenin vakit kaybı olduğunun kanımca altını çiziyor bu eser. Zira günümüzde İslami ilimler teknik ayrışmaların da itkisiyle bilimsel alanların sadece birbiriyle rekabetini kutsaması ve genel geçer bir üst bakışın bulunamaması hem resmi hem gayrı resmi ilmi faaliyet alanlarının gündemine bile doğrudan girememektedir ki bu da acınası bir bakış boşluğu meselesinin altını çiziyor. Oysaki İslam ilmi ve düşüncel çabaların bütüncül bir atlası okunamamakta. İşte İslam Düşünce Atlası çalışmasının bütüncül bir bakışa çağrısı doğru ve zamanında bir hamle olarak karşımıza çıkmaktadır. Batı ilimleri modern dönemde kendi metodolojisini ve ilmi geleneğini yaşadığı andan ilerisine doğru kutsayarak gitmesine rağmen İslami ilimler geleneğinde sürekli bir cedelleşme, mezhepçilik ve ilmi alan çatışmaları parçadan bütüne doğru bir tümel bir veri olarak maalesef dönmüyor. Bu gibi derinlemesine incelenebilir konuların karmaşık tartışmalarından önce kendi geleneğinin içerisinde bir sisteminin olduğu önermesini de salık vere İslam Düşünce Atlasının panoramik bakış açısının bütün ilahiyatlarda ve klasik usulle ilmi öğrenim sunan eğitim kuruluşlarında başucu bir eser olarak değerlendirilmesi gerekliliğinin çözümcü bir önerme sunacağını umut ediyoruz.
Dijital ve Erişilebilir Bir Hazine
İslam Düşünce Atlası, sadece matbu bir eser değil, aynı zamanda interaktif bir dijital platform. Projenin web sitesi (www.islamdusunceatlasi.org), kapsamlı bir arama motoru, Zaman Haritası, Kitaplar Haritası, Kişiler Haritası, Dönemler-Bilimler ve Atlas Galeri gibi bölümlerle zenginleştirilmiş. Bu dinamik platform, İslam düşünce tarihini zaman tünelinde keşfetme, bilginler arasındaki etkileşimleri görselleştirme ve disiplinlerin dönüşümünü inceleme imkânı sunuyor. Mobil cihazlara uyumlu tasarımı ve sürekli güncellenen içeriğiyle, proje modern çağın ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Matbu ciltlerdeki karekodlar sayesinde videolar ve görsel içeriklere kolayca erişilebiliyor, böylece düşünce tarihimiz hem etkili hem de akılda kalıcı bir şekilde okuyucuya ulaşıyor.
İslam Düşünce Atlası
Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Aş.
2017
Konya
Editör: İbrahim Halil Üçer
Yazar: Vural KAYA - Yayın Tarihi: 22.10.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 29.09.2025 09:48
