Yahudilik, Siyonizm, Sebataizm, Masonluk 3
3.Masonluk Yahudilikten Bağımsız Mı?
"Siyonistlerin uşağı olan masonlar hakikaten hurafeye, irticaa ve ırkçılığa düşman olmuş olsalardı bunlar en evvel îbranîlikle mücadele ederlerdi. Zira her türlü bâtıl îtikadları yaşatan ve buna dinî bir sistem şekli veren îbranîliktir. Îki-üç bin seneden zamanımıza kadar İbranî ve mason salahiyetlileri tarafından mütemadi suretle hep gayrı yahudi milletler hücum ve tenkide hedef olmuştur. Farmasonlarda İbranî ırkçılığının makbul ve muteber ve keza irticaî îbranîliğin mukaddes oluşu, masonların nasıl bir yahudi uşağı olduğunu gösteren delillerdir. Yahudi ırkçılığını tenkit etmeyen masonlar, İbranî hurafelerine ve kan emici karakterlerine karşı cephe almamakla da bizlere birçok hakikatleri belirtmiş olmaktadırlar. İncil 174 yerde yahudiliğe tarizde bulunmakla bizlere vahameti hatırlatmaktadır."
Bu paragraf, Masonluk ve Yahudilik/Siyonizm arasında doğrudan bir organik bağ kurarak, Masonluğun iddia ettiği evrensel değerlerin (hurafe ve irtica düşmanlığı) yalnızca bir aldatmaca olduğunu öne sürmektedir. İsmet Özel'in "İnsan hakları Yahudi haklarıdır. Bunun literatürde de yeri vardır. Yani, bir Yahudi'nin dünyanın her yerinde rahat yaşaması için gerekli şartlara insan hakları deriz." Cümlesiyle aynı bağlama oturuyor. Yazar, eğer Masonlar gerçekten ırkçılığa ve hurafeye karşı olsalardı, "öncelikle her türlü batıl itikadı yaşatan" olarak nitelediği İbranîlik ile mücadele etmeleri gerektiğini iddia eder. Masonların bunu yapmaması ve hatta "irticaî İbranîliği makbul ve mukaddes" görmesi, yazarın gözünde, onların Siyonistlerin ve Yahudi çıkarlarının hizmetkârı olduğunun tartışmasız kanıtıdır. Metin, bu ilişkiyi ifşa ederek okuyucuyu uyarmayı amaçlamaktadır. Zaten masonik yapıların, pakradunilerin ve hatta dönmelerin en son kimlik sahibi oldukları milletlere karşı bir aidiyet hissi beslemediği alenen ortada duruyor. Türk kimlikli dört bin civarındaki yahudinin Filistin'de Müslüman öldürdüğü yazılıp çiziliyor iki yıldır. Artı en son SUMUD filosu aktivistlerinden yapılan açıklamalarda "çok iyi Türkçe konuşan İsrail askeri" meselesi de ortada duruyor.
Metin, yüzeysel bir bakışla, iddialarını desteklemek için komplo teorisi dilini ve ağır antisemitik retoriği (kan emici karakterler) kullanmakta, görüntüsü verir. Oysa bunlar da sadece retorik olsun için, güçlü cümleler kurulmuş olsun için değildir. Avrupa'nın hemen her ülkesinde ortaçağ boyunca kaybolan ve kanı boşaltılmış şekilde cesetleri bulunan çocuklardan sonra Yahudilere karşı yapılan saldırılar söz konusudur. (Bkz İğneli Fıçı) Bu metne göre, Siyonist hareketin ve Masonluğun işbirliği, modern dünyadaki hurafe ve irticai yapıların devam etmesinin arkasındaki asıl güçtür. Pasajın iddiasına göre, Masonlar kendi prensiplerine aykırı olarak Yahudi ırkçılığını ve inanç sistemini hoş görmekte ve hatta kutsal saymaktadır. Bu durum, Masonluğun bağımsız bir kurum olmaktan ziyade, Yahudi ulusal çıkarlarına hizmet eden gizli bir yapı olduğunu kanıtlar. Zaten Yahudilerin aldığı "öldürmeyin" emrini "yahudi öldürmeyin" şeklinde algılamaları gibi Masonlar da yapılmaması gereken şeyleri yahudi için yapmamak üzerine odaklanmıştır. Bu perspektiften bakıldığında, Masonların ve Siyonistlerin eylemleri, sadece İsrail devletinin kurulması gibi siyasi hedeflere hizmet etmekle kalmamış, aynı zamanda "gayri Yahudi milletleri" hedef alan, "kan emici" olarak tabir edilen bir karakterin de tarihsel mirasını sürdürmüştür.
Bu görüşe göre, Masonluk ve Yahudilik arasındaki bu ortak zemin, Batı medeniyetinin eleştiri, reform ve ilerleme gibi değerlerini çarpıtarak, kendi içlerindeki dogmatik ve ırkçı unsurları korumalarını sağlamıştır. Pasajın dile getirdiği gibi, İncil'de dahi Yahudiliğe yönelik "tarizlerin" bulunması, bu inanç sisteminin içerdiği tehlikelerin tarihsel olarak da bilindiğini ve bu tehlikelerin Masonlar tarafından göz ardı edildiğini işaret eder. Bu durum, Masonluğun gerçekte evrensel ve aydınlanmacı bir hareket olmayıp, Yahudiliğin dogmatik yapısını koruma ve yayma aracı olduğunu savunur. Dolayısıyla, bu bakış açısına göre Masonluk, özgürlük ve rasyonalizm kisvesi altında, kendi ahlaki ilkelerini çiğneyen, gizli bir Yahudi kontrolü mekanizmasıdır.
Özetle Atilhan, masonluk ile Yahudilik arasında doğrudan bir bağ kurar. Masonlar, Yahudi ırkçılığının taşıyıcısı olarak tanımlanır.
Yazar: Salih BORA - Yayın Tarihi: 21.10.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 14.10.2025 10:23
