İngilizceʼyi Nasıl Öğrendim, Kara Tahta, Sabri ÜNAL

İngilizceʼyi Nasıl Öğrendim yazısını ve Sabri ÜNAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

İngilizceʼyi Nasıl Öğrendim

23.04.2024 09:00 - Sabri ÜNAL

sabri-kitaplik Ağaç yaşken eğilir deseler de bazen ağacı 35 yaşından sonra da eğmek mümkündür. Sonuçta insan "odun değil" ve yaşayan bir organizma olarak öğrenmek ve ders almak doğamızda var. Belki de yoktur, kim bilir!

82 doğumlu ve liseyi 28 Şubat süreciyle yaşamış, ülkeye internet'in gelişini görmüş olsa da ilk bilgisayarına 2002 yılında kavuşmuş bir genç olarak İngilizce ile ilk temasım muhtemelen bilgisayarlar ve internet ile oldu. Okul kitapları dışında CNBC-e kanalı da İngilizce alt yazılı filmleri hayatımıza sokmuş oldu.

Kimi temel yapıları öğrenmiş, sınavlardan geçecek kadar İngilizce ile uğraşmış olsam da "biliyorum" diyeceğim kadar İngilizce bilgim hiç olmadı. Üniversite hayatında ve sonrasında da bu kısıltı İngilizce bilgisiyle yetindim. İngilizce öğrenmek, hayatın diğer koşuşturmaları arasında öncelikli bir konu olmadı.

Neden İngilizce Öğrenmek Zorunda Kaldım

İngilizce öğrenme serüvenim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın bir hediyesi olarak Malta'ya dil eğitimi için gönderilmemle başladı. Bazen, geri çeviremeyeceğiniz hediyeler karşısında ezilebilirsiniz. Konu dil eğitimi olunca, başarılı olmak için elbette çok çalışmanız gerekecektir.

Dil kursuna başladığımda fark ettiğim ilk şey, ülkemizde ve muhtemelen birçok ülkedeki İngilizce eğitiminin ne kadar yetersiz olduğuydu. Bizim dönemimizde 6. sınıfta başlayan, lise sonuna kadar devam eden ve Üniversite eğitimi boyunca da yakamızı bırakmayan, ancak işimize de yaramayan bir şeydi İngilizce; en azından ben öyle düşünüyordum.

İnternetin dünyaya yayılması ve İngilizcenin İnternetin baskın ve gayrıresmi dili haline gelmesi, teknolojiye iş yapmak isteyen herkes için İngilizce bilmeyi zorunluluk haline getirdi. Az buçuk öğrenilmiş İngilizce ile teknoloji ve yazılım konusunda ilerlemek ve derinleşmek pek mümkün değil. Ayrıca, hiç bir dil, haftada bir bir-iki saat sınıfta görülen dersler ile öğrenilecek bir konu değil. Derste öğrenip, yazın unutup yeniden öğrenme döngüsüyle dil öğrenmek imkansız.

Kurs İngilizce Öğretti Mi?

Kurs hayatı ağır aksak ilerlerken fark ettiğim ilk şey kelime hazinemin oldukça sınırlı olduğuydu. Zaten asosyal bir yapımın olması ve Türkçe için bile sınırlı kelime dağarcığım sebebiyle önümde uzun bir yol ve öğrenmem gereken pek çok kelime vardı.

İnsanlar kelimelerle konuşsa da bu kelimelerin farklı bağlamlarda farklı anlamlar kazanması dil bilgisi ile oluyor. Yanlış konuşma korkusuyla hiç konuşamayan biri olarak, kabuğumu kırmam gerekiyordu. Oysa gittiğim dil kursu ağzına kadar Türk arkadaşlarla dolup taşmaktaydı ve dil kursunun altında Hüsniye ablanın sahibi olduğu Türk lokantası bulunmaktaydı. Dersten sonra Türk arkadaşlar oturup sohbet ederken, dil öğrenmekten ziyade tatil havasında bir ortam oluyordu. Ayrıca Malta gibi bir adada Türk yemekleri bulmak ayrı bir şanstı.

Dil kursunun eğitim programı, sabit öğrencilerle bir kursun tamamlanması şeklinde değildi. Neredeyse her hafta yeni öğrenciler geliyor, bazıları seviyelerini sınavla tamamlayıp üst seviyeye geçiyor ve sürekli bir devridaim oluyordu.

Bu süreçte, iki Türk olmayan ve İngilizce konuşmak zorunda kalacağım arkadaş edinmeyi başardım. Bir tanesi güneşin ülkesi Japonya'dan gelen Megumi, diğeri ise dünyanın batı yakasının en batısından gelen Cyntia idi. Muhtemelen Türkiye'ye yönelik ön yargılarının olmaması da bu arkadaşlığın kurulmasında etkili olmuştu

Japon arkadaşların hepimizden önde olduğu bir konu vardı: Dil bilgisi. Bir nevi ezberle bile olsa dil bilgisini okulda öğrenmişlerdi. Batılı ülkelerden gelen çoğu öğrenci de dil bilgisini çözmüş, ancak konuşma konusunda içsel frenlemeler ve teklemeleri olan kişilerdi. Bu arada hem dil bilgisi hem konuşma açısından benim gibi çok geride olanlar da vardı.

Dil kursu, çeşitli kitapları derslerde kullansa da, kimi konular benim gibi pek çok konuda eksiği olan öğrenciler için bu kitaplarda yeterli düzeyde ele alınmıyordu.

Dil kursunun Pazartesi, Çarşamba, Cuma öğleden sonra 13'de, Salı ve Perşembe günü Sabah 8'de başlayan ve öğrencilerin dışarda iş bulmamaları için özenle tasarlandığını düşündüğüm sistemi sebebiyle, sürekli bir düzen kurmak mümkün olmuyordu. Bir de kronik olan uyku sorunum olduğu için sürekli değişen düzene ayak uydurmak hiç kolay değildi.

Dil Bilgisi

Dil bilgisi konusunda kitap arayışım sırasında, muhtemelen eğitmenlere danışarak Raymond Murphy'nin kitaplarını kullanmaya karar verdim. Dil kursuna gelirken yanımda getirdiğim, Türkçe ile İngilizce'yi öğretmeye çalışan kitaptan kesinlikle verim alamamıştım.

Essential Grammar In Use

eginuse Dil bilgisi için aldığım ilk kitap Raymond Murphy'nin "Essential Grammar In Use" aldı kitabı oldu. A1-B1 arası seviye için tavsiye edilen bu kitap ilk haliyle 1990 yılında yayımlanmış. Kökleri, Windows 95'den bile 5 yıl öncesine dayanan bir kitap.

Öğrencilerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yazılmış olan kitap, kolay ve anlaşılır dil kullanmasıyla ön plana çıkıyor. Kitaptaki konuların İngilizce işlendiği gerçeğini de düşünürseniz, kolay ve anlaşılır dil konusu, özellikle İngilizce'yi yeni öğrenen öğrenciler için önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Ayrıca bağımsız çalışmaya imkan tanıyan tasarıma sahip olması da, kitabın altı çizilecek önemli bir yönü. Konu anlatımları, aşamalı bir yaklaşım benimseyerek, öğrencinin öğrenerek ilerlemesine katkıda bulunuyor. Uygulamalı yaklaşımı sayesinde de çözülecek pek çok alıştırmanın bulunması ve bu alıştırmaların cevap anahtarının da kitabın sonunda yer alması büyük avantaj sağlıyor. Bu sayede, kurslarına tonlarca para dökmeden de İngilizce dil bilgisi temeli oluşturmak mümkün hale geliyor.

Kitabın ölçüleri 19.7 x 26.4 x 1.6 cm ve görece büyük sayılabilecek, fakat göz korkutacak kadar da kalın olmayan bir kitap. Yeniden düzenlenmiş 4. baskısıyla 320 sayfa ve Cabridge Üniversitesi tarafından yayımlanmış.

essantial-okuma-duzeniKitabın okuma ve çalışma düzeni oldukça basit. Soldaki sayfalarda konular kısa parçalar ve örneklerle açıklanırken, kitabın sağ sayfalarında ise anlatılan konularla ilgili çeşitli alıştırmalar bulunuyor. Alıştırmaların çözümleri de kitabın sonundaki "Key to exercise" bölümünde yer alıyor. Kitaptaki 115 üniteyi tek tek baştan sona çalışmak zorunda da değilsiniz; eksik hissettiğiniz konulara odaklanabilirsiniz. Kitabın sonundaki "Study Guide" kısmına bakarak hangi konulara çalışmak istediğinize karar verebilirsiniz.

Kolay anladığım kısımları önceleyerek tüm kitabı çalıştım. Bildiğimi düşündüğüm konuları da, yanlış bildiğim konular sebebiyle çalıştım.

Kitabı çalışırken yanımda bol miktarda müsvette kağıdı kullandım. Cevapları önce kağıtlara yazıp, sonra cevap anahtarından kontrol edip, en son doğrulanmış halini kitaba yazdım. Bu şekilde aynı konuyu birden çok defa tekrar etme fırsatım oldu.

Kitabı öğretmen gözetiminde veya tek başınıza çalışabilirsiniz. Elbette telaffuzları öğretemese de, dil bilgisi bilginizi ilerletecek bir kitap.

Seviyeli Hikaye Kitapları

A2-B1 seviye kitapları çoğunlukla okul kütüphanesinden temin ettim. Bazen kütüphanede oturarak, bazen evde okumaya çalıştım. Kimi meşhur hikayelerin suyunun suyu çıkartılmış özetleri olan bu kitaplar, başlangıçta ilgi çekici gelse de bir süre sonra sonra sıkmaya başladı. Gerçek dil yerine "Ali Ata Bak" tadı veren bu sûnî kitapları bir süre sonra okumayı bıraktım. Yine de kimi konuları, o dil seviyesi düşünülerek hazırlanmış anlatım kitaplarını faydalı bulduğumu söylemek isterim.

English Vocabulary in Use

evocinuse_sec Derslerde arada dağıtılan örnek sayfalarını görünce yararlı olacağını düşündüğüm bir kitap serisi de "English Vocabulary in Use" oldu. Bu serinin Elementary, Pre-intermediate & intermediate ve Upper-intermediate kitaplarını temin ettim.

voc-in-use Elementary kitabını baştan sona alıştırmalarını da çözerek çalıştım. Diğer iki kitabın konu anlatımlarını okuyup, alıştırmalarını yapmadan (tembellik) peyderpey bitirdim. Bu kitap da önceki kitaplarla aynı ebatta ve aynı önce konu anlatımı sonra soru çözümü düzenini kullanıyor. Belli bir sırada çalışmaya da öğrenciyi zorlamıyor.

Essential Grammar in Use Supplementary Exercise

"Essential Grammar in Use" kitabı güzel bir kaynak olmasına rağmen, pek çok konuda defalarca hata yaptığım için kimi temel konuların üstünden geçmek için Helen Naylor ve Raymond Murphy'nin birlikte hazırladığı 130 sayfalık "Essential Grammar in Use Supplementary Exercise" kitabındaki ek alıştırmaları da çözmeyi ihmal etmedim.

English Grammar in Use

Serinin ilk kitabı aslında Raymond Murhpy tarafından 1985 yılında hazırlanmış olan (benden 3 yaş genç!) "English Grammar in Use" kitabıdır. Kitap 19.8 x 26.3 x 1.6 ebatlarında, kuşe kağıda basılmış mavi rengiyle insanı hayallere sürükleyip "biter mi bu kitap" dedirten, 380 sayfalık içi alıştırma dolu özenle hazırlanmış bir eser. Bu kitap da kişisel çalışma için hazırlanmış olup cevap anahtarını kitabın sonunda içermektedir.

Kitap, kendisinden sonra gelmesine rağmen İngilizce seviye olarak daha giriş seviye konuları ele alan "Essential Grammar In Use" kitabıyla aynı düzene sahip. Ancak bu kitaptaki anlatımlar çok daha az görsel içeriyor. B1 seviye ve üzerindeki öğrencileri kullanılması hedeflendiği için kullanılan dil çok daha fazla bilgi gerektiriyor. Aynı konulara değinilse de daha detaylı bir anlatımı var ve çok daha incelikli, bir nevi dikkat gerektiren konulara değiniliyor.

english-grammar-in-use

Şahsen, bu kitabı da baştan sona tüm konularıyla çalışmama rağmen, kitabı bitirmem dil kursunun sonuna veya kurstan sonrasına denk gelmiş olmalı.

Ayrıca kitap, muhtemelen dağıtımcısında çalışan bir kişi kanalıyla hediye olarak elime ulaşmıştı. Kitabın üstündeki "Not for sale. Free sample copy" damgası halen duruyor. Hediyelerinin hakkıyla kullanıldığını ve kendilerine müteşekkir olduğumu belirtmek isterim.

Advanced Grammar in Use

Advanced Grammar in Use" kitabını neredeyse yarısına kadar çalışmış olmama rağmen bitiremeyip tozlu raflara terk etmiş bulunuyorum.

Kendime not: O kitap bitecek!

Biraz Kitap Okuyalım

İlk aldığım kitaplara baktığımda "Good Night Stories for Rebel Girls" dikkatimi çekiyor. İlk okuduğum kitaplar arasında olmasa da ilerleyen zamanda bu kitabı bitirmiştim. "Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler" adıyla dilimize de çevrilen bu kitap, kadın düşünür ve yazarların hayatlarından ve başarılarından kısa hikayelerle bahsediyor.

Neden Roald Dahl okumaya başladım?

İlk okuduğum İngilizce kitaplardan bazıları Roald Dahl'ın 30 paund'a aldığım 15 kitaplık kitap setindeki kitaplardı. Bu set, yazarın tüm çocuk yapıtlarını neredeyse içeriyordu.

Bir eğitmenimize, İngilizce'de 100 temel eser gibi bir şeyin olup olmadığını sorduğumda, Roald Dahl'ın eserlerini ve Bill Bryson'ın "At Home: A Short History of Private Life" kitabını okumamı tavsiye etmişti.

Roald Dahl'ı hiç okumamıştım, fakat bu tavsiyeden sonra çocukluğumdaki kimi kabusların mimarı olan 1990 yapımı Cadılar filminin de onun hikaye kitaplarından uyarlanmış olduğunu bu vesileyle öğrenmiş oldum.

Diary of a Wimpy Kid

wimpy-kid İngilizce seviyeme bakmaksızın okumaya başladığım ilk kitaplar, 10 tanesine 20 paund verdiğim Jeff Kinney'nin Wimpy Kid serisi oldu. Set olarak satılmaları hem fiyat avantajı sağlıyor hem de yeğenlerime aldığım için ülkemizde de okur kitlesi bulunan kitaplardı. İlk kitap biraz zor olsa da diğerleri görece daha kolay okunuyordu. Seviyeli kitap arayışında olmadan kitap okuyabilecek hale gelmem uzun sürmedi. Yazarına ve seriye bağlılığımı sürdürmek adına serinin her çıkan kitabını alıp okuyorum. Serinin 18. kitabı "No Brainer"ı da birkaç ay önce okudum. Hatta elimdeki Diary of a Wimpy Kid serisine ait kitapları çok zeki bir öğrenciye hediye ettim.

Serinin yazı oranının düşük, resim oranının yüksek olmasının, özellikle genç okur ve dil öğrenmeye yeni başlayanlar için (yaş 35 olsa da olur) önemli olduğunu düşünüyorum. Kitabın içeriği ve anlattığı hikayeler de "ayrı bir videonun konusu" olabilir.

Haruki Murakami'ye Dönüş

murakami_commendatore Bazen basit ve zaten bildiğin bir hikayeyi okumak çok daha kolay olabiliyor. Türkçe baskılarından zaten okuduğum için Haruki Murakami'nin eserlerini okumaya başladım. "Norwegian Wood", "South of the Border, West of the Sun", "A Wild Sheep Chase" gibi romanlarının yanında "After Dark", "Blind Willow, Sleeping Woman", "Men Without Women" ve "The Elephant Vanishes" gibi hikaye kitaplarını da satın alıp okudum.

Murakami'nin dil ve anlatım şekli, (kuyu metoforunu bir kenara bırakırsak) nesneleri isimleriyle değil de işlevleriyle anlatmaya çalışması gibi yaklaşımları dil öğrenirken çok faydalı bulduğum bir yaklaşımdır. Elbette eserlerindeki dünya dışı ögeler de kitaplarını benim için ayrı bir boyuta taşıyor.

Murakami'nin 681 sayfalık, takoz yerine kullanılabilecek kadar kalın, görece hafif baskısı olan kitabı Killing Commendatore, hem boyut olarak, hem de Ankara Fizik Tedavi Hastanesi odasında okumaya başlaması sebebiyle bendeki hatıraları özel olan bir eser. Muhtemelen bitirdiğim en kalın İngilizce kitap da budur.

Cadılar ile Başım Dertte

harry_potter Malta'da bulunduğum sürede "The Worst Witch" serisi televizyonda yayınlanmaya başlamıştı. Kitaplarını temin etmem biraz vaktimi alsa da, merak ettiğim bu seriden ilham alan, fakat ondan çok daha meşhur olan bir seriye hızlıca dalış yapıp tüm kitaplarını sadece 30 paund karşılığında aldım: Harry Potter.

Her ne kadar kitapları 2018 yılında alsam da seriyi okumam sonraki yaz gerçekleşti. Bir günde 350 sayfa İngilizce kitap okuyarak kendi rekorumu bu seride kırmış oldum. Serinin tüm filmlerini izlememiş olmam da kitapları okurken işime yaradı!

Bu arada, J.K. Rowling, Harry Potter serisinde "The Worst Witch" serisinden birkaç noktada biraz esinlenmiş görünüyor. Özellikle Severus Snape karakteri The Worst Witch serisindeki Miss Hardbroom karakterinden çok fazla izler taşıyor.

Harry Potter serisi, 3872 sayfa olmasına rağmen okuması ve hazmetmesi kolay bir seri. Elbette bilmediğiniz her kelimenin altını çizip sözlüğe bakmaya çıkarsanız 3-4 yılda da bitirebilirsiniz. Akışına bırakırsanız 2 haftada bile okunabilir!

Neler İzledim

portillo İlk başlarda İngilizce Peri Masalları dinleyerek kulak aşinalığımı artırmaya çalıştım. Ancak çok verim aldığımı söyleyemem. Yine de başlangıçta biraz ilgi çekiciydi.

İngilizce alt yazılı izlediğim ilk dizi, "Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın" hızıyla ilerleyen Star Trek serisinin en beğenilmeyen yapımlarından "Star Trek: Enterprise" oldu. Sonrasında "Star Trek: Voyager" ve " Star Trek: The Next Generation" dizilerini de İngilizce alt yazılı veya alt yazısız izledim. Sosyal birisi olmadığımdan dil öğrenmeye yardımcı olacak dizi ve film izlemek gibi konulara ayıracak çok vaktim oluyordu.

Forest Gump muhtemelen İngilizce alt yazılı izlediğim ilk film oldu. House M.D. dizisini de yeniden, bu sefer İngilizce alt yazılı izleyerek tüm diziyi 3 defa izlemiş olmamın kişisel bir başarı olduğunu düşünüyorum.

Sonrasında tren yolu belgesellerine sardım ve Michael Portillo'nun tren yolu belgesellerini ("Great British Railway Journeys", "Great Continental Railway Journeys", "Great American Railroad Journeys", "Great Indian Railway Journeys", "Great Alaskan and Canadian Railroad Journeys", "Great Australian Railway Journeys", "Great Asian Railway Journeys", "Great Coastal Railway Journeys", "Great Asian Railway Journeys") bir şekilde edinip izledim. Renkli kişiliği ve İngiltere'nin ve dünyanın pek çok noktasına yaptığı seyahatler gerçekten dikkat çekiciydi.

Dil kursu biterken mezuniyet puanımın dinleme/listening kısmı diğerlerinden daha yüksek gelmişti.

Neler Konuştuk

Konuşma kısmı benim için de en zor kısım oldu. Avrupalıların Türk milletine karşı olan ön yargıları, sürekli değişen ve hareketli sınıflar eğitimimi bir hayli zorlaştırdı. Yine de uzun dönemli eğitim için gelen iki tane arkadaşımın olması, ülkeme ve bana karşı önyargısız tavırları, uzun süren eğitim süresince çok yardımcı oldu.

Malta'daki konuşma kafeleri, konuşma için ilk adımı atmak konusunda güzel bir uygulamaydı. Eğitim saatleri bu kadar devingen olmasaydı, dil eğitimi için gitmeden önce dil bilgisi konularını biraz daha ilerletmiş olsaydım, A2 seviyesinin üstünde bir İngilizce ile gitmiş olsaydım ve kelime dağarcığım daha geniş olsaydı, konuşmaktan ilk başlarda o kadar çekinmesem ve zorlanmamış olsam kesinlikle çok daha fazla verim alabilirdim.

Teşekkürler

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz gazileri içinden beni çıkıp dil kursuna göndermemiş olsaydı, bütün bu hikaye yaşanmamış olacaktı. Sıradan bir vatandaş olarak yine de KitapHaber sitemizi ayakta tutuyor olacaktım. Bu süreçte farklı şekillerde yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim.


Yazar: Sabri ÜNAL - Yayın Tarihi: 23.04.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.04.2024 18:33
202

Sabri ÜNAL Hakkında

Sabri ÜNAL

1982 doğumlu. Harran Ün. İlahiyat Fakültesi mezunu. 15 Temmuz gazisi. Özgür Yazılım ve kitapları seviyor. Ömür boyu öğrenci. Kitaphaber imtiyaz sahibi.

Sabri ÜNAL ismine kayıtlı 28 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram YouTube Kişisel
Yorumlar
  • Yunus Özdemir 2024.04.23 10:22

    Samimî üslupla dil öğrenme gerekleri ve hayatınızdaki bir süreci paylaşmanız, kıymetlidir, Sabri Abim.