Stefan Zweig’ın Kaleminden: Bir Kadının Hayatından 24 , Edebiyat, Faik ÖCAL

Stefan Zweig’ın Kaleminden: Bir Kadının Hayatından 24 Saat yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilir

Stefan Zweig’ın Kaleminden: Bir Kadının Hayatından 24 Saat

16.06.2023 09:00 - Faik ÖCAL
Stefan Zweig’ın Kaleminden: Bir Kadının Hayatından 24 Saat

İnsanları bir bütün olarak mı değerlendirmek gerekir yoksa insanlara parça parça bakmak mı gerekir?

Bir kötülüğümüz on iyiliğimizi yok edebilir mi?

Bir insanı öldürünce suçsuz, bir insanı ölümden kurtarınca kahraman mı oluruz?

Madame Henriette sırf sevdiği adam için kocasını ve iki kızını terk edince kötü bir kadın mı oldu?

Bir kadın sırf anne olduğu için sevmediği bir adamla ömür boyu yaşamak zorunda mıdır? Aşkı için iki çocuğunu arkasında bırakan kadın büyük bir suç mu işlemiş oluyor çocuklarına karşı?

Bir kadın için çoğu zaman aşk ve çocuk ayrı kapılardan gelir. Kadın aşk ve çocuk arasında kalır, bocalar. Hangisi doğrudur: Aşkı için çocuğunu terk etmek mi yoksa çocuğu için aşkını feda etmek mi?

Stefan Zweig bu gibi sorularının cevabını Mrs. C. hayatından bir gününü anlattığı Bir Kadının Hayatından 24 eserinde vermektedir.

Mrs. C. zengin bir ailenin kızıdır. 18 yaşında zengin bir adamla evlenir. İki oğulları olur ailenin. Biri askeriyededir, diğeri de üniversitedir. Mrs. C. kırk yaşındayken kocası ani bir karaciğer rahatsızlığı yüzünden hayatını kaybeder. Mrs. C. tek başına kalmıştır, yapayalnızdır. Zamanını seyahat yaparak geçirme kararı alır. Mrs. C.'nin bütün bir hayatını değiştiren bir günü Monte Carlo'da bir kumarhaneye gitmekle başlar. Kadın orada genç bir adamın her şeyini kumarda kaybettiğine şahit olur. Adam hayatına son vermek için kumarhaneden kaçar gibi çıkmıştır, arkasından da kadın. Sonra yazarın deyimiyle "ilahi güç" devreye girer, yağmur yağmaya başlar. Genç adam kıpırtısız biçimde duruyordur yağmurun altında. Kadının yüreği buna dayanamaz ve genç adama yardım elini uzatır. Artık Mrs. C.'nin hayatı baştan sona değişmiştir. Bu bir dönüm noktasıdır. Bütün dönüm noktaları gibi sıradan, ani, dönüştürücü, değiştirici, baştan çıkarıcı, baştan yaratıcı. Kadın hayatındaki bir günle birden kendisini sonsuzluğun kapısının önünde bulmuştur. Sonsuzluğun kapısının önünde kadın ve genç adam durmaktadır. İkisi de sonsuzluğun kapısından içeri geçecektir. Ama nasıl? İnsan olmak, nefret etmek, dürüst olmak, ahlaklı olmak, bencil olmak, nefret etmek, bağımlı olmak burada nasıl bir etkiye sahiptir? Görülecektir. Her kes kendi sırrını bir başkasında ortaya çıkaracaktır. Ama birbirini tamamlayan sırlar. Genç adamın sırrının yarısı kadındadır, kadınınki de genç adamdadır. Bu kısa romanda bu sırların nasıl ortaya çıktığını bütün açıklığıyla görmekteyiz.

Kadın ile genç adamın tanışmalarının başlangıcı yanılgılarla, yanlış anlamalarla dolu olsa da kadının iyi niyetlidir, amacı da her şeyini kaybetmiş olan bir insanı intihar etmekten vazgeçirmektir. Kadın genç adamın sırrını görmüştür: Tam bir kumar bağımlısı ve intihar etmeye kararlı. Kadın genç adama acır, onu intihar etmekten vazgeçirmeye karar vermiştir. Belki de kadın genç adama aşık olmuştur, duygularına kapılmıştır, onun gençliğine ve yakışıklılığına vurulmuştur.

Pekiyi genç adamın buna karşılığı ne olur?

Sadece bir intiharı ertelemek mi?

Bir intihar ertelenince ne olur?

Sonsuzluğun kapısı genişler mi, daralır mı?

Kazanan ve kaybeden değişir mi?

Kim daha iyi ya da kötüdür?

Aşk iyiliğin ve kötülüğün gücünü, karşılığını ve anlamını aşar mı?

Sevmek iyiliği ve kötülüğü mutlak manada dönüştürür mü?

İyi niyetli olmak sonsuzluğun kapısını sonuna kadar açar mı?

Biz kendimiz genç adamın ya da kadının sırlarının neresinde duruyoruz?

Çünkü yerimizi bilirsek onları anlarız, yerimizi bilmezsek aynı hataya düşeriz onları yargılayarak.

İçimizdeki genç adamı öldürdük mü yoksa ona hayat mı olduk?

Mrs. C.'nin yerinde olsaydık, aynı yardım elini uzatmayacak mıydık?

İşte kırılma noktasına geldik. Biz buna "Henriette noktası" diyelim. Bu nokta aşk için gözünü karartmaktır, her şeyi kaybetmeyi göze almaktır. Mrs. C. de tam da bu noktadır. Bütün bir varlığıyla Henriette noktasında durmuştur, yüzü hepten aşka dönük. Ama olmaması gereken bir şey olur. Genç adam kendi hayatını kurtaran kadının kadınlığını görmez, aşkına karşılık vermez. Oysa aşk Henriette noktasında bekliyordur. Göz önündedir. Bir adımlık mesafededir. Hiç oralı olmaz genç adam. Bu kadın için bir kırılma noktasıdır. Ölümden aşka dönen kadın, aşktan yaşama geçememiştir. Çünkü genç adam onun kadınlığını görmemiştir.

Ne olmuştur?

Sadece ölümün vakti ertelenmiştir.

Genç adamı ele geçiren intihar, bir zaman sonra ortaya çıkacaktır, adam hayatına son verecektir.

Genç adamın intiharı neden ertelenmiş oldu?

Belki de kadına şu gerçek söylenilmek istenilmiştir: Her insan sırrını tamamlamak için gelir dünyaya ama insanın gerçeği de sırrının tamamlanmasındadır. Sırrın tamamlanması ölümdür. Genç adam sırrını tamamladı, kadının aşkını görmeyerek. Kadın yaşamaya devam etti, insandan umudunu kesmeyerek.

Bir Kadının Hayatından 24 Saat

Stefan Zweig

Çev. İlknur Özdemir

Kırmızı Kedi Yayınları

99 sayfa

İstanbul, 2017


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 16.06.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 02.03.2023 00:30
726

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

 

Yayımlanmış Kitapları:

Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008.
Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008.
Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012.
Uzaktaki, Az Kitap, 2021.
101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022.
Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
Deprem Günlüğü, KDY, 2023 

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 88 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com