Zarifoğlu Şiirlerinin Çocuğa Dönük Yüzü: Gülücük
Kitaplığımı karıştırırken gözüme Cahit Zarifoğlu'nun Gülücük kitabı takıldı. Elime alıp okumaya başlayınca bir baktım ki son sayfaya kadar gelmişim. O anda kendime şunu sordum: "Acaba çocuk yaşlarda olsaydım o sayfalar yine dikkatimi çeker miydi, yine böyle bir çırpıda okuyabilir miydim?"
Ben daha sorularıma yanıt veremeden Ketebe Çocuk, Zarifoğlu çocuk kitapları dizisini yeniden, özgün bir biçimde yayınladığı haberini vererek alternatif cevabını sunmuş oldu. Bununla birlikte bizim için aynı şiir üzerinde iki farklı yayınevinde ve farklı zamanlarda çalışmış sanatçıların çizgisel yorumunu değerlendirme imkânı doğdu.
Cahit Zarifoğlu'nun yazarlık serüveninin son demlerinde çocuk edebiyatına yönelik verdiği eserler şairin doğal olarak ustalık dönemine rastlar. Zarifoğlu, vefatından birkaç ay önce tamamladığı, içinde çocuklar için yazdığı şiirlerin yer aldığı Gülücük'ü yayınlatması için Mustafa Ruhi Şirin'e emanet eder. Vefatının ardından 1989 yılında Beyan Yayınları tarafından basılan ve editörlüğünü M. Ruhi Şirin'in üstlendiği kitap aynı zamanda Zarifoğlu'nun çocuk kitapları dizisine adını vermektedir.
Gülücük'te bizi karşılayan şiirlerin öznesi çocuktur. Günlük hayattaki üzüntüleri, sevinçleriyle hepimizin yakından tanıdığı bir çocuk. Öbür tarafta giderek yalnızlaşmakta olan, modernleşen çekirdek ailenin içinde anne babasıyla daha fazla vakit geçirememekten şikâyetçi, gün içinde ebeveynlerine derin özlem duyan, hayat tarzına çocuk diliyle sitemi olan bir çocuk.
"Korkunç
Bir fırtına çıkıyor
Annem evden gidince" (Çalışan Anne)
"Baba
Yine mi büroya
Ne olur
Eve getir
Bir akşam
Şu büroyu
Bakalım
Neresi bizden güzel" (Çalışan Baba)
"Babamı
Ancak
Akşamları
Öpebiliyorum" (Özlem)
Zarifoğlu, "çocuk safiyetini giyinmek" olarak tabir ettiği çocuk kitabı yazmayı; çocuğun o saf haline yakın, hayatımız boyunca aklımızdan çıkaramadığımız masumiyeti, güzelliği, çocuk neşesini, çağrışımlara açık imgeleriyle yetişkin okura da seslenen bir kanaldan yapıyor.
Yıllar boyu yalnızca "belirli gün ve haftalar" ile sınırlı olduğunu zannettiğimiz dünyanın çok dışında, yapmacık kelime ve uyaklardan arınmış, kıpırtılı oyun diliyle çocuğa yorum fırsatı veren, nefes alan şiirler kurulmuş Gülücük'te.
Bu noktada "Şiir çocuk için neden önemlidir?" sorusunu sormak hakkımızdır. Şiir, edebiyat yani sanat; en sıradan anları bile şölene dönüştüren, gerçeklik ile duyularının ötesinde keşfedilmemiş dünyalar arasında anlamlar taşıyan bir köprü vazifesi görür. Çocuğu algılarının ötesindeki bir dünyaya doğru yolculuğa çıkarır. Bu yolculuk hızını; çocuğun yaşamından, kendi çevresinden, meraklarından aldığı ölçüde ancak çocukta estetik duygular uyandırabilir. Yazarın eserlerini verirken kurduğu oyunlu dil ise çocuk için davettir.
İyi şiir ile karşılaşan çocuk; dilini daha iyi kullanır, okumayı sever, anlam dünyasını zengin bir birikimle kurma şansına erişir. Süslü sözcükler ve karmaşık kavramlarla örülü şiir ise çocuğa seslenemez. Ölçülü kullanılmış ses oyunları ezberlemeyi kolaylaştırıcı ve eğlendirici unsurlardandır. Gülücük'ün çocuğu yormayan, nefes aldıran, içinde nükteyi barındıran şiirleri bu noktada dengeyi koruyor.
"Çok uğraştım
Anlatmak istedim
Onlar da anlasın artık
İhtiyacım var
Bir ninniye" (O Ninniyi İstiyorum)
"Ama nine
Anlasana
Küçükken
Bir tane eksik dinlemişim
Ninnileri ben" (O Ninniyi İstiyorum)
Bir Drama Etkinliği
Cahit Zarifoğlu Gülücük'te çocuklara İbrahim bin Ethem'in hikâyesini anlatmayı başarmış. Padişahlığı bırakıp yamalı dervişlik hırkasını giyen İbrahim Ethem'in başından geçenlerin konuşmalarla verildiği şiir, sınıf içerisinde drama ile birleşip kitabımızın da hitap ettiği sekiz ve üzeri yaş grupları için keyifli bir ders etkinliğine dönüşebilir
Etkinlik için seçilecek dört gönüllü öğrenciye rolleri dağıtılır. Okuyacakları metin hazırlanır. Kısa bir ön hazırlık için zaman verilir. Sonrasında sınıfın yapısına göre sahnede canlandırmaları beklenir.
"…
Tam gece yarısı
Damda bir gürültü
Bağırdı padişah
-Kim var orada
Damda işin ne
Dedi ki damdaki
-Devemi arıyorum
…" (İbrahim Ethem)
Gülücük, Ketebe Çocuk'ta Cemile Ağaç Yıldırım'ın çizgisiyle yeniden yorumlanıp renklenmiş. Güzel de olmuş fakat bazı şiirlerin görselleri şiir bağlamından koparak istenen derinliği vermede yetersiz kalmış. Örneğin Atom Bombası şiiri.
Şair kitabına atom bombasından bahseden bir şiir koymakta sakınca görmemiş. Politize etmeden atom bombasını mantar benzeterek üzüntülü bir durumu çocuk gerçekliğine aktarmış. Beyan Yayınları'nda Ender Dandul resimlemesinde metnin bu gibi can alıcı imgelerini kavranarak görsele aktarılmış. Fakat öbür yanda Cemile Ağaç Yıldım çizgisinde yine aynı şiir yanında çizilen; sevimli ayıcıklar, kitaplar ve müzik notaları yanında resmedilen neşeli kız çocuğuyla metin ile görsel arasında ciddi duygusal tezat oluşuyor.
Söz konusu şiir de olsa bir çocuk kitabını görsellerden ayrı düşünebilmek pek mümkün değil. Görseller ise yapıtın kalitesine göre metne çok katmanlı bir boyut katarak anlaşılmasını kolaylaştırır. Yıldırım'ın çizgisinde şiirde önemli bir yeri olan mantar imgesi ıskalanmış.
"Korkuyorum
Patlayınca
Kocaman mantarı
Göğe doğru
İnsan ölüleriyle
Büyüyen atomdan"
Rengârenk sayfalar ve sıcak çizimler çocuğun kalbine doğrudan dokunuyor. Fakat bireysel tercihlerden ziyade yazılı metni esas alan detaylar kullanmak kitap için hayati öneme sahip. Bu açıdan şiir türü dâhil tüm çocuk kitaplarındaki resimlemeler küçük okuyucularını görsel sanatların güzellikleriyle tanıştırmanın en kestirme yollarından birisi olduğunu söyleyebiliriz. Kıpırtılı dile eşlik eden sanatçıların özenli çizimleri de bu doğrultuda en az yazılı metin kadar kalıcı ve önemlidir. Gülücük; sevimliliğiyle dikkati çeken, kalbe işleyen, bir göz açıp kapama yahut biraz daha uzun sürede okunabilen fakat asla bitmeyen bir kitap.
Gülücük
Cahit Zarifoğlu
Beyan Yayınları
Ender Dandul
Aralık 2022
Sayfa: 77
Ketebe Çocuk
Cemile Ağaç Yıldırım
Mayıs 2023
Sayfa: 80
Yazar: Şevval BAŞTAN - Yayın Tarihi: 26.07.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 16.07.2023 15:04