Dostoyeski, Biz ve Bizdeki Aydın, Edebiyat, Misafir Köşesi

Dostoyeski, Biz ve Bizdeki Aydın yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Dostoyeski, Biz ve Bizdeki Aydın

08.01.2024 09:00 - Misafir Köşesi
Dostoyeski, Biz ve Bizdeki Aydın

Ali Kara yazdı...

Batı dillerinde 'vefa', 'hatır', 'gönül' kelimelerinin karşılığı yoktur. Çünkü bu dillere kaynaklık eden kültürlerde bu kavramlar yoktur. Buna karılık 'vizyon', 'misyon', 'strateji', 'plan' kavramlarının karılığı da bizi geleneğimize göre 'kervan yolda düzülür, istimi arkadan gelir.' (Acar BALTAŞ, Türk Kültüründe Yönetmek, giriş)

Batılılaşma kavramına Acar BALTAŞ'ın açıklaması üzerinden yaklaşacak olursak, menşei batı olan kelimeler ve menşei doğu olan kelimeler arasındaki mekanik ve manevi hissiyat farkını açıkça hissederiz.

Müzik eğitimi verilen kuru anlamındaki konservatuar kelimesine karşılık olarak Osmanlı Devleti'nin ilk resmi müzik okuluna Nağmelerin Evi anlamına gelen Darülelhan adı verilmiştir. İkisi de aynı kavramı karşılamak için kullanılasına rağmen birisi daha mekanik ve bize uzak dururken, diğeri hissiyat olarak bize daha yakın gelmektedir. Konumuz batılılaşma karşısında bizden farklı bir milletle müşterek noktalarımızı anlamak olduğunda bu hissiyat bize rehberlik edecektir.

Dostoyevski ve Biz Eseri Nurcan Özkaplan YURDAKUL'un bir televizyon programında Rus dış politikası Dostoyevski'siz anlaşılmaz cümlesi üzerine Hece Yayınları'ndan Dostoyevski Özel Sayısı için bir makale yazısı teklifi ile ortaya çıkmış ve daha sonra geliştirilerek son halini almıştır.

Çok sayıda okuma, gözlem ve inceleme barındıran eserin asıl konusunu batılılaşma karşısında Osmanlı-Türk ve Rus Aydınının davranışlarının karşılaştırılması oluşturmaktadır. Bununla birlikte eser yakın dönemimizin edebiyat, tarih, sosyoloji, dış politika gibi birçok alanına ışık tutaktmadır.

Yazara göre Osmanlı İmparatorluğu'nun son iki yüzyıldaki siyasi tarihi ve modernleşme serüvenimizin anlaşılmasının ön koşulu Çarlık Rusya'sı, Rus modernleşmesi ve Rus Milliyetçiliğinin anlaşılmasıdır. Bu noktada yolumuz Rus Milliyetçiliğinin kuramcılarından biri olan Dostoyevski başta olmak üzere Batılılaşma karşısında Rus Halkı'nın ve Ortodoksluğunun haysiyetinin savunucusu olan Rus Yazarlarıyla kesişir.

Yazarın 1812 Çocukları adıyla andığı bu yazarlar, Rusya'nın bizden yaklaşık yüz yıl kadar önce Çar Petro'nun liderliğiyle başlayan modernleşe sürecinin, batı kültürünün kayıtsız şartsız ülkesine ithal edilme sürecine itiraz eden direnişçilerdir. Öyle ki bu yıllarda Dostoyevski, Tolstoy gibi bu dönemin yazarları ülkelerinin onurlarının korunmasının çözümünü Rus köylü kültürüne ve geleneklerine sahip çıkmakta görmüşlerdir. Öyle ki Tolstoy'a göre gerçek sanat ancak orak biçen köylü kızlarının tarla dönüşü söylediği türkülerde aranabilirdi. (Leo Tolstoy, What is Art? Çev. Aylmer Maude, Walter Scott, Londra 1898, s.7.)

Dostoyevski'nin de görülerinin olgunlaşmasında yazarın Sibirya sürgününde Rus Halkından dinlediği* aslında küçük yaşlardan itibaren kulağında ve yüreğinde yer etmiş masallar etkili olmuştur. (Dostoyevski ve Biz,s.20)

Yazar bu noktada Türk ve Rus Aydın tutumunu karşılaştırarak Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban adlı eseri ve Şükrü Erbaş'ın Köylüleri Neden Öldürmeliyiz şiirinde köylüyü dışlayan aydın tutumunu eleştirirken saf sanatın kaynağını rençperlerin haklı yorgunluğunda bulabilen Tolstoy'un tutumuyla bir karşılaştırma yapmıştır.

Ayrıca Rus Aydınları kendi köylü kültürlerini ve Rus Köylüsünü rehber ve yol gösterici olarak görürken bizim yazarlarımızın bu konudaki en iyi yaklaşımının bile Necip Fazıl'ın Masum Anadolu'nun Saf Çocuğu Sakarya tabirlerindeki gibi üstenci bir tutum olmasını eleştirmiştir.

Eleştirilen konulardan biri de Dostoyevski'nin ve diğer Rus Aydınlarının eserlerinin ülkemizde bu kadar yer edinirken manevi değerlere ve geleneklere sahip çıkılması konusunda özümsenememiş olmasıdır. Hatta ülkemiz edebiyatçılarından Reşat Nuri Güntekin'in bir yandan Rus Yazarının eserlerini ülkemiz literatürüne kazandırırken bir yandan da köy ve geleneği yeren yabana övgüler düzmesindeki tezatlığa dikkat çekmiştir.

Eserde Rusya'nın ve Osmanlı'nın yaşadığı meşrutiyet Dönemine geçişler ve bu süreçlerdeki aydın tutumlarına da yer verilmiştir. Ülkemizde Dostoyevski evsafında bir yazarın neden çıkmadığı ve Dostoyevski'nin ilham kaynağı olduğu filmler ve diziler eserin incelediği diğer konulardır.

Sonuç olarak, Dostoyevski ve bu çizgideki Rus Aydınların eserlerinin gücünü insana verdikleri değerden ve manevi değerlerine bağlılıktan almaktadır. Topluma ve dünyaya bireysel vicdan perspektifinden bakmayı kendilerine yol edinen bu yazarların, insan ruhunun derinliklerine ulaşma çabası kendi yaşamını anlamlandırmaya çalışan her insanda karşılığını bulmakta ve her dönemde bu kadar okuyucu bulmalarına anlam getirmektedir.

Tekrar başa dönecek olursak Rus Aydınının batılılaşma karşıtı tutumunu manevi değerlere sahip çıkmak olarak düşündüğümüzde batılılaşma madde ve maneviyat ekseninde madde yönüne yaklaşmayı temsil etmekte ve bu karşı duruş bizimle farklı kültürden bir milletle ortak bir alanda buluşmamız konusunda açıklayıcı olmaktadır.

Dostoyevski ve Biz

Nurcan Özkaplan YURDAKUL

Hece Yayınları

Mart 2023

128 sayfa


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 08.01.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 07.01.2024 22:36
497

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1125 yazı bulunmaktadır.