Dünya Ne Kadar Vahşi, Edebiyat, Ayşe BAĞCA

Dünya Ne Kadar Vahşi yazısını ve Ayşe BAĞCA yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Dünya Ne Kadar Vahşi

08.09.2023 09:00 - Ayşe BAĞCA
Dünya Ne Kadar Vahşi

Andrey Platonov, bir gece yarısı Zaparoji'den kalkıp Genichesk'e giden bir trenin eski raylar üzerinde hantal yürüyüşünü, tahta çerçeveli bir pencere ardından belli belirsiz insan manzaralarını, gecenin devingen hüzünlerini, katarlar dolusu yüklerin akıp gittiği rayları anımsattı bir an için bana. Sovyet dönemi topraklarının hemen hemen her yerinde aynı havayı solumak mümkündür aslında. Bir kasabanın yüzyıllık evlerinden beli bükülmüş yaşlı kadınlar kendilerinde buldukları son canlılık belirtisi ile bahçelerine, titrek bacaklarıyla zorla pedalını çevirdikleri bisikletlerine binip ellerindeki ürünleri satmak için pazarın bir küçük köşesinde tuttukları yerlerine ya da her ne iş yapıyorlarsa onun başına koşarlar. Adamlar için biraz kurutulmuş balık, biraz votka ya da bira yeterlidir. Hala oralarda yaşam bir Platonov hikâyesinden fırlamış bir sahne gibidir.

Komünist yazar Andrey Platonov, Muhteşem Vahşi Dünya kitabında bir kaç dönemden sahneler betimler bize. Çarlık dönemi ve Sovyet Rusya döneminden bahseder. Bu iki dönemin en önemli iki özelliği, devletin teknik ilerlemeye son derece önem vermiş olduğu hususudur. Çarlık döneminin insan gücü ile bir medeniyet inşa etme tecrübesi, halka karşı ağır yaptırımları da beraberinde getiriyordu. Halkın kendisi için yapıldığı iddia edilen projelerin, halkı ezerek gerçekleşmesi de son derece ironik ve hazindir. Yazar, Yepifan Savakları hikâyesini bir eleştiri olarak ele almış olmalı, fakat Sovyet dönemine geçişte de durum pek farklı değildir. Artık makinenin hâkimiyeti belirgin bir şekilde kendini hissettirir. Burada bir parantez açarak bütün dinleri reddeden komünizm için aslında bir dindir demek hiç yanlış olmaz. Fabrikalar, trenler, silahlar, araçlar ve bilim yeryüzünün yeni Tanrılarıdır. Çünkü onlar insanın güç yetiremediği doğaya kafa tutan güç simgeleridir. Gerçekte tanrı denilen şey komünizm için hem yoktur. Olmuş olsa bile kötülüğün ve insana ıstırabın kaynağıdır. Mesela, Elektriğin Yurdu hikâyesinde yağmur duasından dönen yaşlı kadın ile elektrik teknisyeni arasında şöyle bir diyalog geçer:

" Tanrı - başımızdaki bela... Baksana şu zararımıza- ekmeyse ektik, biçmeyse biçtik, çıka çıka bir kazık çıktı topraktan..."

Teknisyen:

" İyisi mi kimseye dua etmeyin, nene. Doğa ne sözleri duyar, ne duaları, o sadece akıldan ve işten korkar."

Yine ayni hikâyede buna benzer, il yürütme komitesi başkanı tarafından kaleme alınmış komünizmin manifestosu niteliğinde bir mektup yer alır. Uzunca bir mektup ile bunu anlatır (s.124)

Komünizm yazar için değerli bir fikrin temelidir fakat yine de yoksul bir toplumun yoksulluğu diğer hikâyelerde ana karakter olur. Proleter bir çoğunluk hala hayatta kalmak için mücadele veriyordur. George Orvell'in dediği gibi; "komünizmde fakirlerin hep fakir kalması garantilenir." Çünkü devlet eliyle zenginleşme engellenmiş olur. Hikâyelerde savaş ve silahlar da konuşur. Çünkü dünyanın en gürültülü susturuculardır silahlar. 7. Kişi bu bakımdan enteresandır. Afrodit ve iki kırıntı hikâyeleri de savaşın ve silahın başkarakter olduğu bölümlerdir.

En dikkat çeken hikâyelerden bir tanesi de şüphesiz ki Muhteşem Vahşi Dünyada'dır. Sanki o hikâyede bir ayin anlatılır bana göre. Bir şimşek çakması sonrası gözlerini kaybeden makinist, yeniden treninin kumanda koltuğuna oturduğunda bir günah çıkartma bir had bilme ayini yaşar sanki. Çünkü o trenini kimseye emanet edemeyecek kadar titiz bir görevlidir fakat bir anda bulunduğu konumdan uzaklaştırılır. Arkadaşı tarafından yeniden koltuğuna oturduğunda tanrısı onun günahlarını bağışlamış ve yeniden onunla bağ kurmuştur.

Antisexsus, olayları daha ileri bir boyuta taşıyarak, erkeklerin cinsel ihtiyaçlarının bir makine tarafından karşılanması önerisini sunar. Bütün dünyada da kabul görür. Temelde zaman ve para kaybını önlemek amaçlanır. İşte burada işler çığırından çıkmıştır aslında. Makine bütün yetkileri eline alıp güç sahipleriyle iş birliğinin zirve noktasını yakalar. Artık insan da makineleşmeye başlamıştır. Yoksul insanlar için tek gerçek vardır. Çalışmak ve zenginlere sorunsuz bir şekilde hizmet etmektir.

Kitap yedi ilginç hikâye ile Rus edebiyat ve sosyolojisine yeniden Sovyet Rusya'sına bakış açısıyla bakmanızı sağlar. Yazar kendi içinde teknik ilerlemeyi yüceltse de bir sorgulama içindedir. Doğa, insan, makine üçlüsünün çekişmesinde yine arada kalan insan olur. Araçların amaç edinildiği bir devrin namusunu insana çeviren soğuk yüzü Komünal bir yaşamı bize yeniden sorgulatır.

Her şeye rağmen Azak denizi kıyısında yüzüme çarpan tatlı meltemi duyumsayabiliyorum. Savaklardan kurtulup Kara Denizin soğuksularından yalpalanan iri gemiler gözümün önünden geçiyor. Andrey Platonov masasında yeni bir hikâyeyi zihninin Savaklarından kâğıdın engin mürekkebine bırakıyor.

Andrey Platonov
Muhteşem Vahşi Dünya
167 sayfa
Metis Edebiyat
2015


Yazar: Ayşe BAĞCA - Yayın Tarihi: 08.09.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 12.03.2024 13:37
520

Ayşe BAĞCA Hakkında

Ayşe BAĞCA

1983 Haziran ayında doğdu. Zaman içerisinde çeşitli dergi ve edebiyat sitelerinde yazdı. Kitaphaber'le yoluna devam ediyor. 

Ayşe BAĞCA ismine kayıtlı 47 yazı bulunmaktadır.

Twitter