Rüyanın Edebiyatla Dansı, Edebiyat, Ayşe BAĞCA

Yazar Betül Fırat, şiir ve deneme türü kitaplarından sonra bambaşka bir yazınsal türle okur karşısına çıkıyor. Daha önce Mavinin Fecri adıyla sımsıcak, samimi bir deneme kitabıyla okuruna merhaba diyen yazar, şiirin derin sularına kendini bırakarak Mihrinin Hicranı'nı dizelerine işliyor. Yine Hayatın Bamteli ve Derin Mevzu da dijital kitap olarak okura takdim ediliyor. Bu kitapların ardından Siyah Şapkalı Adam bir polisiye ve gerilim roman olarak okuyucuyu şaşırtan biçimde karşımıza çıkıyor.

Polisiye ve gerilim, bir yazar için kurgusu oldukça riskli bir yazınsal alandır. Kurguyu zekice işlemek gerekir. Okuyucunun heyecanını canlı tutmak, merak uyandırmak oldukça önemlidir. Dünya üzerinde milyonlarca okuru kendine çeken, okunma oranlarıyla ilk sıraları zapt eden gerilim, macera türü kitaplar bu saltanatlarını uzun süre koruyacağa benziyor. Türkiye'de de tarihsel ya da günümüz anlatıcılarından bu konu üzerine yoğunlaşan önemli isimleri görmek mümkün. Betül Fırat hanımefendi de riski göze alarak böyle bir roman icra etmiş. Betül Fırat bu roman konusunda başka bir konuya daha dikkatimizi çekiyor. Rüya. Rüyalar edebiyat dünyasında yazarlara kılavuzluk etmesi, yeni düşünce ve bilgiye vakıf olabilmek adına önemli bir yer tutar. Bazen yazarın kendi kurgusundan daha ziyade bir tutarlılıkla konunun ilerlemesini sağlar. Edebiyat ve rüya görünenin çok daha ötesinde birbirine geçmiş iki kavramdır. Bir yazar için büyük avantajlar doğurabilecek bir meseledir.

Siyah Şapkalı Adam, işlediği konu itibariyle doyurucu bir içerik ihtiva eder. Yazar son bölüme kadar o heyecanı hep diri tutar. Okuyucuyu meraklandıracak hep bir sonra, hep bir soru işareti bırakılmıştır. Mekân olarak temelde bir yetimhane ve diğer sokaklar evler ve kasvet uyandıracak yangın merdivenleri okuyucuya o havayı teneffüs ettirir. Zihnimizde gezinen katiller belirir. Roman kahramanı Müberra'nın atakları bazen bize ve hatta romanın sonuna kadar hayal ve gerçeğin iç içe geçmişliğinde kafa karışıklıkları yaşatır. Hikâye boyunca pek çok cinayete tanık olan okur, kurmacanın kendine düşen tarafında başka bir hikâyenin içinde bulur kendini.

Üslup olarak romanı irdelediğimizde, bir ilk roman acemiliği gözden kaçmıyor. Yazınsal örüntünün dengelenememiş bir kaç noktasının bütünlük içerisinde sırıtışını görmek mümkün. Akıcı bir üslupla yazılmış olmasına rağmen gereksiz ayrıntıların ağır basması, ya da edebi yanının biraz sönük kalmış olması gibi bir takım sorunlar da göze çarpıyor. Bir başka problem de birinci ağızdan hikâyesini anlatan Müberra'nın sürekli "sevgilim" ifadesini rahatsız edici bir şekilde kullanması diyebiliriz. Sadece isim, zamir gibi belirteçler "sevgilim " yerine ahengi daha da güçlendirecektir.

Sonuç olarak; Betül Fırat, zor bir konuyu işleyerek bir yazınsal bir ürün, bir eser meydana getirmiştir. Okuyucuyu kendine bağlayan o gerilimi hissettiriyor. Edebi bir eserde rüyanın imkanlarını da kullanarak, eseri güzel bir noktaya taşıyor. Hala ürperme hissini üzerimde taşıyan bir okur olarak kitabı olumlu buluyorum. Betül Hanım'a da yazı hayatında başarılar diliyorum.

Siyah Şapkalı Adam
Betül Fırat
Od Kitap
Ekim 2022
191 Sayfa