Kasırganın Çatırtıları - Guillevic
Eugene Guillevic: 5 Ağustos 1907′de Carnac'da doğdu. Komünizme sempati duyan şair İspanya iç savaşını gördü, komünist partiye üye oldu, Fransanın en önemli şairlerinden biri. İmgesel şiirciliğin önemli temsilcilerinden.
Eserlerinin birçoğu Türkçeye tercüme edilen şair titizliği ve şiirlere yüklediği imgelerle en önemli fransız şairlerden biri. 90 yaşına sığdırdığı hayatıyla şiir ve düşünce adamlığıyla birçok genç şaire ilham vermiştir.
Kasırganın Çatırtıları Eugene Guillevic'in Nuri Pakdil Çevirisiyle 1981 basımlı Edebiyat Yayınlarından çıkan kitabı. Kitapta 8 şiiri mevcut. Bu şiirler:
ülke
söz konusu
bir yaz günü üstüne çeşitlemeler
yol
çekiç
yazıyorum sana
içli şiir
malikânedene
başlıklarıyla sunulmuş. Şiirler genelde kısa cümleler ama uzun şiirlerle karşımıza çıkmakta.
ülke şiiri: beş bölümden oluşmakta.
"hiçbir şeyin kıpırdamaya yok cesareti
öyle sükût ve durgun su
dokuda oyuk
dar bir körfezin kıyısında
gözleri narin martı
parçalıyor"
kısmıyla başlayan şiirde öğelerinden, seslerine imgesel anlamlarla süslenip gerçekçil bir şekilde sunulmuş.
söz konusu şiirinde: uzun bir seramoninin ayak sesleri duyulur. iyilik olma girişimi yolunda kelimelerle vals. Büyük bir düşünce ve yorulmuş bir atın sırtında yolculuk. Ağır ağır ilerleyen bir gemi.
"utançla dışa atılan
Bir Tanrı'nın anısından
ileri gelebilir mutsuzluk."
bir yaz günü üstüne çeşitlemeler şiirinde: yaz günü üzerine söylenmiş güzel sözleri içerir. Sıcaklık psikolojisi ve açık yeşil günlerin havada ve insanda bıraktığı etki üzerine söylenmiş güzel sözlerden oluşuyor. Okuyucuyu yormadan, sıkmadan, bulandırmadan kendini okutan bir şiir.
"ve ben uykuya daldıktan sonra
gördünüz uzun süre
aranızda oynayan göğü
çatıyı o küçük dalları yağmur olduğunu
ya çobanaldatan kuşunu! "
yol şiirinde: bir yolculuğun ayak seslerinden oluşan gürültüsünü duyurmaya çalışmış şair. İçindeki su akış hızında bir nehir mayıs sabahına uyanır gibidir. Zaman zaman dünyanın işlerliğine şaşırmış bir gözle bakan ve hayretini soruyla dile getiren bir resim gibidir şair bu şiirinde.
"ay ışığında
hangi ölçü geçerli! "
…
"erkeğin kadına sunduğu sevda
başka bir görüntüsü çiçeklerin!"
çekiç şiirinde: kuvvetini bileklerinden vurduğu yere aksettiren bir adamın resmi vardır. içindeki güzele bir nehir akar o gücü elinde tuttuğu zaman.
"dokundum tarttım
avucumun içinde
dengeledim seni."
yazıyorum sana şiirinde: karanlığa el basan bir şair görüntüsü vardır. Bir duvar dibine çökmüş ve ordan dünyayı ve karanlığı izler o göz.
belki de herşeyi anlatan bu cümleydi:
"söylüyorsam duvarın
karanlığın dibinde olduğunu
kaygılarımdan kurtulmak için bu."
içli şiir şiirinden: arayan bir adam vardır. Gözleri ve kalbiyle hedefine odaklanmış bir halde arayan ve aradığını sorgulayan. Basit bir dille aradığını söyleyen şairdir burda. Bu o kadar zor değil aradım demekle şiir kurmuş şair.
malikâneden şiiri: bu şiir kitabın en son, en bitmeyen, en uzun şiiridir. Şair bir birnevi bu şiirle büyük bir sonu hedeflediğini göstermiş. Böyle bir düşüncesi var mıydı bilmiyorum ama bu şiirinin sona saklanması belki de iyiler hep sonradan gelir anlamına gelmektedir. Şiir hem çok kötü hem de çok iyi özellikleri aynı anda kendinde barındırıyor. Uzun ve büyük bir yazının içine hem çok iyi hem de çok kötü şeyler sıkıştırabilirsiniz.
"tarlada çalışanların
güneşe karışıyor elleri"
özellikle su imgesini çok kullanan şair bu imgeyle ilgili ifadelerini bazen bir durgun nehirde bazen hayat veren sebebiyle devamlı anıp durmakta.
"ey çığlığın
döl yatağı
su"
en güzel ifadelerinden biri olarak
"dışarda
canı sıkılan hava
rüzgar oldu" sözüyle altı çizilecek sözleri miras bırakmıştır.
Kasırganın Çatırtıları
Guillevic
Çeviri: Nuri Pakdil
Edebiyat Dergisi Yayınları
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 17.02.2011 19:19 - Güncelleme Tarihi: 23.11.2021 11:32