Porselen Suratlı Martine’den Ayşegül’e Çocuk Edebiya, Çocuk, Vildan KINALI

Porselen Suratlı Martine’den Ayşegül’e Çocuk Edebiyatında Kayıp Nesil yazısını ve Vildan KINALI yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sit

Porselen Suratlı Martine’den Ayşegül’e Çocuk Edebiyatında Kayıp Nesil

30.08.2023 09:00 - Vildan KINALI
Porselen Suratlı Martine’den Ayşegül’e Çocuk Edebiyatında Kayıp Nesil

İlkokul birinci sınıfta "okumayı ilk söken" rütbesine erince öğretmenim ödül olarak kurdelalı kalem ve iki adet ödünç kitap vermişti. Verilen kitaplardan birinin yalnızca mizanpajını hatırlıyorum. Diğerini ise bilinçaltımın hiç unutmadığını seneler sonra fark ettim. Şu anda da halâ satışta olan Ayşegül serisinden bir kitaptı.

Sonrasında sınıf kitaplığından serinin diğer kitaplarını da muhtemelen ilkokuldan mezun olana kadar okuduk. Eğer Kemalettin Tuğcu, Ömer Seyfettin okuyup yorganın altında ağlamak istemiyorsak, Ayşegül okuyup hayal âlemine dalmak daha cazip gelmiş olabilir. Zira Ayşegül'ün yaşantısı, porselen gibi parlayan kusursuz cildi, hayallerimizi süsleyecek kadar renkli hayatı neredeyse onu gözümüzde idol haline getirmiştir. Televizyonsuz, sobalı, çamaşır makinasının henüz girmek üzere olduğu bir evde annem çamaşır yıkamaktan benimle ilgilenemediği için sıkıntıdan patlamak üzereyken imdadıma ya gelinlikli bebeğim ya da Ayşegül yetişmiş olmalı.

İlk olarak 1954'te Belçika'da yazılan Ayşegül'ün orijinal adı Martine. Her şeyiyle imrenilesi, kusursuz bir hayatı olan Martine çocuk edebiyatı alanındaki geç kalınmışlığı, yetersizliği gösterdiği gibi ülkemizdeki "Batılılaştırma" dayatmasını da gözler önüne seriyor. Kendi ülkesinde basıldıktan çok kısa süre sonra ülkemize gelmiş olduğunu düşünür ve ülkemizin dönemsel şartlarını göz önünde bulundurursak ne kadar tepeden inme bir yaklaşımla okul kitaplıklarında yer bulduğu anlaşılacaktır.

"Ayşegül Kuzenine Sürpriz Yapıyor" Aslında biz çocukken kuzene kuzen denildiğini de yeni yeni öğreniyorduk. Dilimize İngilizce "cousin" kelimesinden gelmiş olan bu kelimeyi henüz şu anki kadar benimsememiştik. Sağ olsun Ayşegül'ün birçok konuda olduğu gibi bu konuda da emeği oldu.

Ayşegül Eğleniyor, Ayşegül Okulda, Ayşegül Küçük Aşçılar, Ayşegül Arkadaşlarıyla Parkta… Hepsinde de her şey kusursuz. Kız çok güzel, mini mini etekler, elbiseler…Göz alıcı yemek takımları, kusursuz bir doğa. Bu kız hiç üşümüyor. Biz odadan dışarı adım atsak donuyoruz. Annemiz başına aşçı başlığı geçirip bizimle kek yapmak yerine kömürlükten kömür taşıyor tenekelerle…

"Ayşegül Vapurla Amerika'ya Yolculuk Yapıyor" Bizim memlekette darbe yılları (seksenler). Ayşegül yanında uslu köpeği mini elbisesiyle vapurdan el sallıyor. Amerika henüz biz çocukların lügatine girmemiş, çünkü Irak'a saldırmasına birkaç yıl var. Savaş başlayınca radyodan çokça duyacağız bu ismi.

Ayşegül, Karakaçan'la arkadaş olmuş. Dedemin eşeği hiç bu Karakaçan'a benzemiyordu doğrusu. İnsan eşeğe sarılmaz, insan eşeğe binerdi bizim köyde. Hayatında her şey yolunda gidecek değil, Karakaçan yüzünden başı derde de giriyor tabii Ayşegül'ün ama Ayşegül bunun eşek arısı yüzünden olduğunu Karakaçan yüzünden olmadığını biliyor. Çocuk aklıyla anlıyor. Bunlar da yetmez gibi Ayşegül Bale Yapıyor! Hem eşekle arkadaş hem bale yapıyor. Bale ne demek öğreniyoruz. Ama eşekle arkadaş olan çocuklar aynı zamanda bale yapamıyor bizim buralarda halâ. Ama oraların köyleri başka. Tezek de kokmuyordur sanmam.

Alışverişe çıkmayı da ihmal etmiyor Allah'tan kahramanımız! O zamanlar anca köşedeki bakkaldan leblebi tozu (kağut) almaya gidebiliyorduk biz. Külah şekline getirilmiş gazete kâğıdında çekirdek de alabiliyorduk, cebimizde halâ para kaldıysa.

Biz bakkala gitmek için can ataduralım Ayşegül durduğu yerde durmuyor. Yelken açıyor, uçağa biniyor, trene biniyor, keman çalıyor, anneler gününde annesine sürpriz yapıyor. Arada bir de hastalanıyor tabii o da bir insan neticede ama hastayken bile çok başka. Bir yanında köpeği, bir yanında kedisi. Bizim "bir kedimiz bile yok, anlıyor musunuz?". Kedicilik furyası başlamadı henüz o zamanlar, daha ona çok var.

Hele bir çiftlik macerası var Martine'nin. Samanların üstünde mini etekle oturması ve o samanların vücudunu hiç rahatsız etmemesi beni hep etkilemiştir. Ecnebilerin samanı bile bir başka. Nezle de yapmıyor sanırım.

Kitapların gerçeklerden bu kadar uzak olması o zamanlarda bizi kitaplardan soğutmak yerine gerçeklerden soğutmuştu. Çünkü insan iki seçenekten nefsini tatmin edenini seçer. Ayşegül'ün ülkemizdeki gerçeklerle örtüşmeyen hayatı sayesinde kitapları sevmişimdir belki de hakkını yemeyeyim. O kitap yokluğunda bu set bu kadar okunuyordu hadi de şu anda nasıl halâ bu kadar okunuyor şaşkınım. Biz halâ Ayşegül'ün muasırlık seviyesine ulaşamadık bazı konularda, belki de daha çok okumalıyız (!)

Geldiğimiz noktada çocuk edebiyatı alanındaki gelişmeler sevindirici. Fakat geriye dönüp baktığımızda bu kitaplarla büyümüş zavallı, koca bir nesil var. Yıllar sonra hafızam beni Ayşegül serisi okuduğum günlere götürdüğünde, okurken hissettiklerimi yeniden hissettim ve öfke ile karışık bir üzüntü duydum. Ayşegül'ün hayatını yaşamak istediğimizi balyoz gibi inen bir aydınlanma ile hatırladım. Memleketin ancak "beyaz türkler" dediğimiz sınıfına hitap edecek bir serinin taşra okullarındaki çocuklara okutulması hangi aklı evvelin işiydi bilmiyorum. Yıllar sonra bana "bilinç altı temizliği" kabilinden bu yazıyı yazdıran kafaya kızıyorum. Neyse ki çocuklarımız bu konuda şanslılar.


Yazar: Vildan KINALI - Yayın Tarihi: 30.08.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 28.08.2023 22:31
892
Yorumlar
  • Tuba Güleç 2023.08.30 12:34

    Hiç bu açıdan bakmamıştım, şimdi bende okudugum günlere geri gittim ve bana aslında ne hissettirdiğini bu yazı ile alamis oldum,kaleminize sağlık

  • Mustafa Ruhi Şirin 2023.08.30 13:50

    Çeviri çocuk edebiyatının çocuk dünyasını uygarlaştırma işlevi katlanarak devam ediyor. Yazınız için kutlarım sizi.

  • Şevval Baştan 2023.08.30 15:03

    Harika bir yazı. Hem çok güldüm hem de bir zamanlar Ayşegül okurken hissettiklerimi, bana garip ama çekici gelen durumları hatırladım, üzüldüm. Kaleminize sağlık Vildan Hanım.

Vildan KINALI Hakkında

Vildan KINALI

1982 Kütahya doğumlu. Kütahya İmam Hatip Lisesi’nden 1999’da mezun oldu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalıştı. Uluslararası ilişkiler okudu. Bazı yazarlardan yazmak üzerine eğitimler aldı. Edebiyat ve Uluslararası İlişkiler alanları arasında seçim yapamadığı için birini diğerine uyarlamaya çalışıyor.

2023’te “Kasım Bunlar Çok mu Lazım?” isimli çocuk kitabı yayınlandı. Evli, üç çocuk annesi. Konya’da yaşıyor.

Vildan KINALI ismine kayıtlı 21 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Instagram Kitapyurdu.com