15 Maddede Sâmiha Ayverdi, Bilal CAN, Kara Tahta

15 Maddede Sâmiha Ayverdi yazısını ve Bilal CAN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

15 Maddede Sâmiha Ayverdi

21.10.2025 16:46 - Bilal CAN
15 Maddede Sâmiha Ayverdi

1.1905 yılında İstanbul'da annesi Mediha Hanım ve Miralay İsmail Hakkı Bey'in iki çocuğundan biri olan Sâmiha Ayverdi, çocukluk dönemlerinin kış aylarını Şehzadebaşı'nda yaz aylarını ise Çamlıca başta olmak üzere İstanbul'un tarihi semtlerinde geçirdi. Baba tarafından Ramazan Oğullarına, anne tarafından ise Bektaşi dervişi Gül Baba'ya kadar uzanır. Soyuyla ilgili olarak kendisi şunu aktarır: "Bir ceddim yeniçeri, bir ceddim Macar ellerinde yatan Gül Baba'dır"

2. Eğitimi beş yaşında iken mahalle mektebinde başladı daha sonra Süleymaniye İnas (Kız) Numune Mektebi'ne devam edip 1921 yılında mezun oldu. Eğitim hayatı daha sonra ailenin özel bir kütüphaneye sahip olması ve eğitime hassasiyetle yaklaşmaları nedeniyle özel eğitimle devam etmiştir. Bu eğitimler arasında tarih, tasavvuf, felsefe ve edebiyat alanlarında özel dersler almıştır. İyi derecede Fransızca bilen Ayverdi'nin isminde bir kızı (Nâdîde Uluant) olmuştur.

3. Annesi vasıtasıyla tanıştığı ve yol yürüdüğü mutasavvıf Kenan Rifa vesilesiyle yazarlık hayatına adım atmıştır. İlk yazılarını Necip Fazı Kısakürek'in çıkardığı Büyük Doğu dergisinde yazar. Daha sonra Resimli İstanbul Haftası, Fatih ve İstanbul, Türk Yurdu, Havadis, Ölçü, Hür Adam, Anıt, Türk Kadını, Tercüman, Kubbealtı Akademi Mecmuası, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazım serüvenine devam eder. İlk eseri olan Aşk Budur isimli eserini 1938 yılında yazar. Kırktan fazla eseri olan Ayverdi'nin geniş bir yelpazede yazdığı görülür: tarihi ve sosyal içerikli biyografi, hatıra, mektup, makale türünden eserler verir. Eserlerinin ana temasını tasavvuftan, tarihten, medeniyet inşasından ve İstanbul'dan alır. Yaşadığı çağ itibariyle Osmanlı'nın son yıllarına şahitlik eder. Bu süreç çalkantılı, yoğun ve krizlerle doludur. Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in ilanı gibi toplumun bütün kesimini uzun yıllar boyunca etkileyen olayların canlı şahidi olmuştur.

4. Mevlana'yı anma etkinliği olarak anılan Şeb-i Arus merasimlerinin ilk kez yapılmasına öncülük etti.

5. Hizmetleri ve eserleri dolayısıyla birçok ödüle layık görülmüştür.

  • Türkiye Milli Kültür Vakfı Armağanı – 1978
  • Milli Kültür Vakfı – Türk Milli Kültürüne Hizmet Şeref Armağanı 1984
  • Boğaziçi Başarı Ödülü – Yeryüzünde Birkaç Adım eserine – 1985
  • Türkiye Yazarlar Birliği – Yılın Dil Ödülü – Hey Gidi Günler Hey eserne – 1988
  • Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği – Üstün Hizmet Ödülü – 1992
  • Türk Edebiyat Vakfı – Milli sanata hizmetlerinden dolayı – 1986

6. Eserleri, İngilizce, Arapça, Azerbaycan Türkçesi, Almanca, Urduca gibi dillere çevrilen Ayverdi'nin eserleri; Aşk Budur (1938), Batmayan Gün (1939), Mâbette Bir Gece (1940), Ateş Ağacı (1941), Yaşayan Ölü (1942), İnsan ve Şeytan (1942), Son Menzil (1943), Yolcu Nereye Gidiyorsun (1944), Yusufçuk (1946), Mesihpaşa İmamı (1948), Ken'an Rifâî ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık (1951), İstanbul Geceleri (1952), Edebî ve Mânevî Dünyası İçinde Fâtih (1953), İbrahim Efendi Konağı (1964), Boğaziçi'nde Târih (1966), Misyonerlik Karşısında Türkiye (1969), Türk-Rus Münasebetleri ve Muharebeleri (1970), Bir Dünyadan Bir Dünyaya (1974), Türk Tarihinde Osmanlı Asırları (1975), Milli Kültür Meseleleri ve Maarif Davamız (1976), Abide Şahsiyetler (1976), Türkiye'nin Ermeni Meselesi (1976), Hatıralarlarla Başbaşa (1977) Kölelikten Efendiliğe (1978), Dost (1980), Yeryüzünde Birkaç Adım (1984), Rahmet Kapısı (1985), Mektuplardan Gelen Ses (1985), Ne İdik Ne Olduk (1986), Hancı (1986), Bağ Bozumu (1987), Hey Gidi Günler Hey (1988), Küplüce'deki Köşk (1989), Ah Tuna Vah Tuna (1990), Dile Gelen Taş (1999), Râtibe (2000), İki Âşinâ (2003), Ezelî Dostlar (2004), Mülâkatlar (2005), Dünden Bugüne Ne Kalmıştır (2006), Arkamızda Dönen Dolaplar (2007), Kaybolan Anahtar (2008), Paşa Hanım (2009), Ebabil Kuşları (2010), O da Bana Kalsın (2013), Sinan'ın Günlüğü (2015), İthaflar (2016), Mektuplar (10 cilt).

7. Tekke kültürünü, tasavvuf yolunu her şeyden kıymetli bulur. Onun arayışı hep "Hak" olmuştur. Bu arayışını "hiç" olmakta bulur. Hiç'lik denizine bırakır kendini. Safiye Erol, Nezihe Araz ve Sofi Huri ile birlikte yol yürür. Evvel refik, ba'del tarik sözünü anımsatan bir yolculuğun neşet ettiği haldir bu. İçinde ruhanî bir yolculuğa dahil olmuşken dışındaki gelişmeleri, değişim ve dönüşümleri görmezden gelmez. Toplumsal anlamda batılılaşmayı kabul etmez. Osmanlı'yı kimlik edinme noktasında mihenk noktası olarak görür. Asli kimliğimizin bu olduğu yaklaşımı sergiler. Geleneklerimizi savunur, modernizm-muhafazakarlık, gelenek-reform serüveninin Türkçesini anlatır, bu karşıtlık içinde özü savunur. Kendinde olmayı, kendinde kalmayı benimser.

8. Ayverdi ailesi, ilim ve irfan mektebi olarak anılır. Sâmiha Ayverdi ile birlikte Ekrem Hakkı Ayverdi, İlhan Ayverdi gibi isimler iş olarak, gönül verdikleri alanlarda büyük hizmetlerde bulunmuş isimlerdir. İlhan Ayverdi, Türkçe'nin en kapsamlı sözlüklerinden birini ortaya koymak için ömrünü bu işe vakfetmiştir. Ekrem Hakkı Ayverdi, Türk Sanatı ve Türk Mimarisi denildiğinde referans alınmadığı takdirde eksik kalacak gedik taşlarından biridir. Sâmiha Ayverdi, Türk milletinin geçmişinden günümüze değin tarih, edebiyat, kültür, sanat alanında büyük işlere imza atmış çok önemli bir isimdir.

ehdrrsmhzc_large

9. İstanbul Türkçesi ile konuşan ve onu ziyaret edenlerin hep zerafetine vurgu yaptığı abide bir şahsiyettir. Onunla tanışıp sohbetlerine katılanların "Samiha Annesi"dir.

10. Türk tarihi, kültür, medeniyet üzerine ne varsa okumaya çalışır, eserlerinde bunu işlerdi. "Şimdi neler okuyorsunuz?" sorusuna "yine Mesnevi, ve Divan-ı Kebir… ve her şey" diye verirdi. Genç nesillerin Mevlâna ve Yunus Emre'yi tanıması, bilmesi ve anlaması için büyük bir gayretle çalışırdı. Yunus Emre'nin şiirleri ve ilahilerinin yaygınlık kazanması için âşıklara kasetler yaptırmış, ilahilerin yayılmasını sağlamıştır. Doğa, tarih ve memleket sevdasını sadece eserleriyle değil, bizzat "dünyayı güzelleştirme çabası" içerisinde olmuş, Fatih'teki İtfaiye Durağı'ndan Edirnekapı'ya kadar devam eden caddedeki ve Koyunbaba Parkı'nın ağaçlandırılması için büyük çaba sarf etmiş, bakımlarını çevresindeki gençler ve esnaflarla yaptırmıştır.

11. Annemarie Schimmel, "A Life of Learning" başlıklı yazısında Ayverdi hakkında bahsederken şunları aktarır: "(Türkiye"de) ikinci kalışımda, yeni arkadaşlar, Türk kültürünün başka bir kısmına, Türk tasavvufunun en iyi geleneklerine ulaşmama yardım ettiler. Üst üste gecelerini sessiz meditasyon ile geçiren başarılı iş adamları vardı ve mutasavvıflar ve yazarlar arasında önde gelen bir isim olan Sâmiha Ayverdivardı, geleneksel hayatın yüceltildiği pek çok kitap ve makalenin yazarı. Onun evinde Osmanlı Türkiye'sinin kültürü ile tanıştırıldım, ayrıca o ve ailesi İslâmî güzel sanatların ve özellikle hattın sonsuz güzelliğine gözlerimi açtılar. Boğazın üzerinde gökyüzü gül bulutları ile kaplıymış gibi görünürken, uzun ve akıcı cümlelerle yaptığı sohbetlerini dinlemeyi çok sevdim. Bir kaç hafta önce, Mart 1993"te, narin ellerini son defa öptüğümden üç gün sonra, Ramazan Bayramı arefesinde öteki dünyaya göç etti."

12. Ayverdi, ortaya koyduğu eserlerinde roman türünü bir anlatım metodu olarak benimser ve "tezli roman" olarak okurun karşısına çıkar. Bütün romanlarında tasavvufa açılan bir kapı bulunur. Kahramanlarının içsel serüvenleri ile birlikte toplumsal yaşam, değişim ve dönüşüm birlikte ele alınır. Eserlerinde güçlü bir arkaplan ile birlikte ayrıntılı mekân tasvirleri mevcuttur.

13. Ev sohbetlerinde birçok renkli ismi ağırlamıştır. Bu sohbetler Mülâkatlar adıyla Kubbealtı Neşriyat tarafından basılmıştır. Mehmet Ali Aynî, Nasmi Rukün, Salih Zeki, Ömer Rıza Doğrul, Necip Fazıl Kısakürek, Behçet Yazar, Şaziye Berin Kurt, Enis Behiç Koryürek, Safiye Erol, Burhan Toprak gibi isimler ile birlikte akademisyenler, askerler, gazeteciler, yazar ve şairler ile yapılan görüşmelerde Sâmiha Ayverdi'nin mülakatlar esnasında aldığı notlar, gayrı resmi bir edebiyat tarihi olma özelliği göstermektedir.

14. Sadık Yalsızuçanlar, Ayverdi'nin Yusufçuk isimli eseri hakkındaki yazısında şunları aktarır: "İnisiyatik geleneğin modern zamanlarda en saf ve katışıksız adlarından biri merhume Samiha Ayverdi'dir. O geleneğin günümüzde gürbüz ve bereketli bir damarına mensubiyeti olduğu gibi, ömrü boyunca elinden düşmeyen kalemiyle onlarca esere de imza atmış ve eserlerinin çoğunda tasavvufi neşve dile gelmiştir. O'nun oldukça zengin manevi ve zihinsel yaşamı içerisinde Yusufçuk'un ayrı bir değeri vardır. Yusufçuk, modern Türk Edebiyatı'nda dili ve dünyası bakımından yekta bir eserdir. İlk basımı 1946 yılında yapılmış olan Yusufçuk'ta, yazarın 'mesel' olarak niteleyebileceğimiz kısa öyküleri yer almaktadır. Ayverdi, Kenan Rıfai'ye intisaplı ve O'ndan sonra da bir nevi postnişin olarak cemaatin 'anne'si olmuş, roman, hikaye, deneme, araştırma, sohbet, geziyazısı ve günce türlerinden pek çok kitap yazmış velut bir sanatkar.

15. 22 Mart 1993 tarihinde İstanbul'da vefat eder, Merkez Efendi Türbesi haziresine defnedilir. Vasiyetnamesinde şunları yazar:

* Ölçün doğruluk olsun, aleyhinde dahi olsa doğruyu söylemekten çekinme.

* Haksız olduğun bir mes'elede, haklı olduğuna kendini inandırmaya çalışma.

* İnsanların kusurlarını gözünde büyütme. Arkadaş, dost, meslektaş ve yakınlarının kabahatlerini değil, meziyetlerini görmeye çalış. Kusurlarını ararsan, onlar da sende arar ve senin bulduğundan fazlasını bulurlar.

* Arabulucu ol, arabozucu olma. İyilik yapmak için fırsat gözle. Bulamazsan icâd et. Zirâ kula hizmet, Hakk'a hürmet ve ibâdettir.

* Kendinden evvel başkalarını düşünmek seviyesine ermeni çok isterim. Bu olmazsa kendin kadar; bu da olmazsa kendine yakın düşünmek de bir nimettir.

* Kararlarında aceleci olma. Hükümlerini teennî ve basîretle vermek bahtiyarlıktır.

* Gayeli ve kararlı adam ol. Gel-geç tabiatlıların ideallerine eriştikleri görülmemiştir. Onun için azimli ve sebatkâr ol ki, tuttuğunu koparasın. Herhangi bir mes'eleyi huşûnetle değil sükûnet ve hoşlukla halletmeyi âdet et. Onun için Resûlullah Efendimiz: "Allah, güzeldir, güzeli sever" buyurmuşlardır.

* Sâkin, mülâyim ve hesâplı konuş. Ağır, kırıcı ve geri dönülmez sözden çekin. Vekârlı ve haysiyetli ol, fakat alıngan olma.

* "Öfke gelir göz karartır Öfke gider, yüz kızartır" diyen, ne doğru söylemiştir. Onun için, sonradan pişmanlık verecek sözden ve hareketten şiddetle kaçın.

* Büyüğe, küçüğe saygılı ol. Hürmet et ki hürmet göresin. Lâtifelerin lâtif olsun. Kalb, Allah'ın nazargâhıdır. Kırmaktan şiddetle sakın.

* Bil ki, para gâye değil vâsıtadır. Eline bu vâsıta bol bol geçtiği takdirde onu hayırlı işlerde kullan.

* Sabırlı ve hazımlı ol. Allah şikâyeti sevmez. Dâima şükret, güçlükleri kolayından al, rahat edersin.

* Evlatlarının bedenleri kadar ruhlarını da besle. Onlar sana Hakk'ın emanetidir. Bu emâneti kurda kuşa kaptırmamaya dikkât et.

* Anana, babana, kardeşine, hâsılı bütün ailene mûti, sâdık ve yardımcı ol. Cenâb-ı Resulullah: "Cennet anaların ayakları altındadır" buyurmuştur. Cenneti yalnız âhiret âleminde aramak, akıllı insan kârı değildir. Dünyada da cennet vardır. Bu, huzur ve kâlb cennetine girmeye çalış.

* Sana korku, ümid veya herhangi bir menfaatle bağlanan dünya dostlarına güvenme. Hak nâmına garazsız, ivazsız dostluğunu arz etmiş olanları ise, kusurları olsa da, bağrına bas, onlardan kopup ayrılma ve kendi kendine; "Benim kusurlarım onlarınkinden çoktur" diyerek hoşgör.

* İnsanlar, kendi hayatları binâsının mimârıdırlar. Bu binâyı kurmak husûsunda gösterecekleri ustalık veya acemilik, onları mes'ud veya bedbaht eyler. Gayret et ki, hayâtını kurarken sana saâdet ve huzur getirecek iyilik, güzellik, hak, hakîkat ve fazîlet malzemesini kullanmak hünerini gösteresin.

* Allah yardımcın olsun[1].

[1] http://www.samihaayverdi.org/ adresinden alınmıştır. Erişim tarihi 21.10.2025

görseller, https://kubbealti.org.tr/kisi/samiha-ayverdi adresinden alınmıştır.


Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 21.10.2025 16:46 - Güncelleme Tarihi: 24.10.2025 20:40
620

Bilal CAN Hakkında

Bilal CAN

Dumlupınar Üniversitesi Sosyoloji lisansını tamamladıktan sonra yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı. Sosyolojik çalışmaları mekân, kent, şehir ve edebiyat sosyolojisi üzerine yoğunlaşmıştır. Şiirleri, denemeleri, kitap değerlendirmeleri ve eleştirileri birçok dergide yer aldı.

Kitaphaber.com.tr sitesinin kurucuları arasında yer alıyor ve 2015'ten itibaren genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Evli ve 2 çocuk sahibidir. 

Yayınlanmış Kitapları

- Nesnelerin Dünyası, Hece Yayınları, 2025.

- Anlam Krizi- Gündelik Sosyolojinin İzleri, Mostar Yayınları, 2025.

- Diriler Evinden Notlar, Ahenk Kitap, 2024.

- Bir Kuşu Taşlarla Bu Çöle Bağladılar, Hece Yayınları, 2023.

- Zaman İçinde Mekân, Hece Yayınları, 2021. (TYB 2021 Şehir Kitabı Ödülü)

- İnsanlığın Ağlama Tarihine Bir Giriş, Hece Yayınları, 2021.

- Kebikeç, İzdiham Yayınları, 2019.

- Kentle Kavga: Mustafa Kutlu Öykücülüğünde Mekân, İzdiham Yayınları, 2017.

Bilal CAN ismine kayıtlı 392 yazı bulunmaktadır.

Twitter Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com