Hayat Der Gülümserim, Kara Tahta, Necla DURSUN

Hayat Der Gülümserim yazısını ve Necla DURSUN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Hayat Der Gülümserim

27.01.2023 09:00 - Necla DURSUN
Hayat Der Gülümserim

Geçmişle geleceğin, gerçekle kurgunun iç içe olduğu tiyatro, aktardığı her öyküyle hayatın kendisidir. İzleyene olayları ve insanları daha iyi anlama ve değerlendirme fırsatı sunar. Kadife perdenin arkasındaki heyecan, seyirci koltuklarından yükselen alkış coşkusu, dekorundan ışığı, kostümü, müziği, sahne önü ve arkasının görevlilerinin çalışmaları bir anlamda sosyal hayata hizmet eder. Sevgi, hoşgörü ve dayanışma gibi insani değerlerin güçlenmesine destek olur. Kültürel gelişmeyi sağlayan gizil güçlerden biri olan tiyatroların en büyük sıkıntılarından biri oyunların sergileneceği salon sayısının azlığıdır. İzleyicilerle buluşmak için salon bulmakta güçlük çeken tiyatrolar için "sahne" dedikleri lokasyonların kendilerinde bıraktıkları izler ve yaşattığı hatırlar önemli bir yere sahiptir. Tıpkı "Hayat Der Gülümserim" adlı oyunda yıkılarak yerine eğlence kompleksi yapılacak tiyatronun hissettirdiği duygu yoğunluğu gibi. Oyun, bu salonda çok defa sahne almış bir oyuncunun salonla vedalaşmasını konu almaktadır. Yıllarca farklı sınıflardan kadınların samimi ve çok tanıdık hayat hikâyelerine hayat veren oyuncunun gıcırdayan sahneyle vedalaşması izlenmektedir. Yıllarını tiyatroya vermiş kadın oyuncunun bir kanat çırpınma sesi duymasıyla başlar anlatı. Vedanın kanattığı yaranın sızısını o kanatlara anlatır oyuncu. Farklı üsluplarla sergilediği oyununda beş farklı kadın karakterle tanışır güvercin.

Hayat Der Gülümserim 'in yazarı ve yönetmeni Özen Yula, oyunu nasıl ele aldığını oyunun broşüründe şöyle anlatmaktadır: "Her bir karakteri cümle cümle işleyip dönüştürdük. Cümleler kimi zaman evrensel ve yöresel dans adımlarıyla kodlandı. Vals de var bu yolculukta, oryantal de, Latin dansı adımları da, Karadeniz yöresi folklor adımları da. Oyunculuğu bu adımlarla ve karakter dönüşümleriyle işlerken, rejiyi de dekorundan ışık ve müzik kullanımına dek "büyülü gerçekçilik" diyebileceğimiz bir yapı üzerine inşa etmeye karar verdim. Bütün bu farklı tarzlar ve yönelimler bütünsel bir üslupla bir araya getirildi. Bu çok zor yolculukta iki iyi oyuncuyla ve deneyimli, yetenekli bir yaratıcı ekiple çalışmanın konforu da benim kazancım oldu. Benim sözüm şimdi o ekibin de, hepinizin de sözüne dönüştü. Bu büyüleyici serüvene hoş geldiniz." Çeşitli Avrupalı yazarlarla ortak projelerde görev alan, eserleri birçok dile çevrilen, edebiyat ve tiyatro alanında olduğu kadar dizi sektörüne de emek vermiş olan Özen Yula oyunda; "sağ kalıp-kalmama, ayakta durma-yıkılma, varoluş-yok oluş ikilemleri üzerine bir dizi farklı karakterin yorumlanma sürecine tanık olunacağını" söylemektedir.

Hayata Gülümseyen (!) Kadınlar

Sahnede hayat bulan bütün kadınları hem karakter hem de kostüm olarak giyinen oyuncu bir anlamda hayatla yüzleşmenin yolunun daha iyi yürünmesi için aşınmış yerleri tamir etmektedir. Yıkılması planlanan tiyatro sahnesinde yıllarca seyirciyle buluşturduğu kadın öykülerdeki beş karakterden ilki Lale Sultan 'dır. O "bir odaya bir ömür hapsedilmiş" dedikleri türden bir kadındır. Aslında eğlenceli bir Osmanlı kadınıdır. Padişah babasını, birbirinin hayatına kast eden yedi erkek kardeşini, yaşadığı sarayı aşkla dile getirmektedir.

Diğer bir kadın karakter ise; hasta yatağındaki babasıyla vedalaşması sahnelenen, babasına inat mimar olmuş bir hayatın hikâyesidir. Henüz 13 yaşındayken farkına varmaya başladığı; güç ve para için acımasız bir adama dönüşen babasından uzakta olmayı seçmiştir. Bunun için başka bir ülkede yaşamayı tercih eden karakterin iç hesaplaşması izleyenleri de bir muhakemeye itmektedir.

Hatice Abla karakteri ise, Türk filmlerinden biri olan Şöför Nebahat 'i örnek almış, ekmek kavgasının tam göbeğinde olan bir kadındır. Erkek egemen bir meslekte kadın olabilmenin gerçeklerini, milenyum çağında olmaya yakışmayan reaksiyonlara cevap vermekle geçen yaşantısını kendi penceresinden anlatmaktadır.

İsmi hayli uzun bir Güney Amerikalı kadın karakter ise, müdafaa etmek zorunda olduklarıyla tüm benliğiyle inandıkları arasındaki büyük farkların gelgitlerini anlatır. Bu gelgitler öyle şiddetlidir ki aklından geçenlere yetişmek için hızlı konuşma becerisi geliştirmiştir. İzleyenlerin anlamakta zorlandığı cümleleriyle tango dansı anımsatan kırmızı fırfırlı eteği sahneye Latin rüzgârı üflemektedir.

Beşinci ve sonuncu karakter ise; "öteki kadın" olarak görülen Şaheser'in "biganelerle ünsiyet kurma" temalı anlatımıdır. Bu anlatıda vurgulananlardan biri; 20 yıl sonra bile ilk günkü tazeliğini koruyan büyük bir aşk iken diğeri göze alınan fedakârlığın boyutudur. Şaheser 'nin güzel sesinden dinlediğimiz iki güzel Türk Müziği eseri ise kremalı pastanın üzerindeki çilek hazzını yaşatmaktadır.

Kocaeli İsmetpaşa Stadyumu'nun yıkılarak yerine alışveriş merkezi yapılmasına karşı çıkan vatandaşların stadın önünde yaptıkları eylemi hatırlattı bu oyun bana. Vatandaşların "Avm yapma camına top atarız." başlıklı haberindeki ironik nüansların çağrıştırdığı bir diğer yıkım haberi ise daha yakın bir tarihte İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Emek Sineması 'nın yıkılmasıdır. Ülkenin en eski sinema salonlarından biri olan Emek Sineması 'nın yıkılarak yerine AVM inşa edilmesi faaliyetleri sırasında etraftaki tescilli tarihi eserlere zarar verilmesiyle yıkıma karşı mücadele veren Emek Bizim İnisiyatifi 'nin boykotu da hatırladığım diğer bir konu oldu.

Sonuç

Çeşitli dönemlerde yaşamış, farklı sınıf ve meslekten kadınların başından geçenlerin samimi ve aşina bir anlatımla dile getirildiği bir oyundur Hayat Der Gülümserim. Öyküleri anlatılmaya değer bulunan kahramanların huzursuzluk hissi veren dramında yer yer komedi ögeleriyle dengenin yakalandığı söylenebilir. Oyuncunun kendisini yalnız, güçsüz, belki çokça çaresiz hissettiği son sahne ile tamama eren oyunda Sema Keçik 'in usta oyunculuğu akıllara kazınmakta. Tabii bir de sesinin güzelliği… Oyunun bitimine birkaç dakika kala sahneye çıkan Serkan Bacak 'ın Karadenizli işadamı rolüyle oyuna sunduğu katkı; sahnede yazılan bu cümlede eğlenceli ve interaktif bir nokta vazifesi görmekledir.

Yazan / Yöneten: Özen Yula

Oyuncular: Sema Keçik ve Serkan Bacak

Dramaturg: Dilek Tekintaş

Sahne / Kostüm Tasarimi: Almila Altunsoy

Müzik: Deniz Noyan

Işık Tasarımı: Fatih Mehmet Haroğlu

Süre: 75 dakika / tek perde

img-20230112-wa0011


Yazar: Necla DURSUN - Yayın Tarihi: 27.01.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 21.01.2023 22:56
741

Necla DURSUN Hakkında

Necla DURSUN

1976 Sakarya doğumludur. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Yerel Yönetimler Anabilim Dalı Küresel Şehirler ve İstanbul Araştırmaları Bilim Dalı’nda Yüksek Lisansını “Kuzguncuk Semt Tarihini İnsandan Okumak; Bir Seçki ile Şahsiyetler” konulu yüksek lisans teziyle tamamlamıştır. Finans sektöründe çalışmakta ve İstanbul’da yaşamaktadır.

Necla DURSUN ismine kayıtlı 95 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi